KPMG Türkiye’nin yayımladığı “Çelik Sektörel Bakış 2022” raporuna göre, hurdanın yeşil ekonomiye geçişle öneminin daha da artarak ticaret savaşlarının yeni bir versiyonu olarak hurda savaşlarının gelecek yıllarda gündeme oturması bekleniyor.
Raporda en çok hurda tüketiminin sırasıyla Çin, ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye’de gerçekleştiği bildirildi. Çin ürettiği hurdanın tamamını kendisi kullanırken, AB, ABD ve Japonya ise dünyadaki en büyük hurda ihracatçıları arasında yer alıyor. Çelik üretiminin %75’ten fazlası hurdaya dayalı elektrik ark ocağıyla gerçekleştirildiğinden emisyon oranı daha düşük olan Türkiye, hammaddenin neredeyse %80’ini AB, ABD, Japonya ve Rusya’dan ithal ettiğinden hurdada yaşanabilecek arz sıkıntısı Türkiye çelik sektörünün teknoloji avantajını yok edebilir.
KPMG’nin raporuna göre, dünya genelinde son yıllarda sıfır karbon hedefi doğrultusunda hurdadan çelik üretimi trendi ve beraberinde yatırımların öne çıkmasıyla Çin, ABD, AB ve Rusya’nın önümüzdeki yıllarda hurdayı iç pazarda tutmayı hedefleyecekleri, hurda ticaretine kısıtlamalar getirecekleri ve büyük fiyat artışları kaydedileceği öngörülüyor. Bu da Türkiye’nin rekabet gücünün olumsuz etkilenmesine ve yerel çelik üretiminde sıkıntılara neden olabilir. KPMG Türkiye, Türkiye çelik sektörünün hammadde kaynaklarını ve çeşitliliğini nasıl artırabileceğine odaklanması ve yeni pazarları iyi belirlemesi gerektiğini ifade ediyor.
Buna ek olarak, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin uyguladığı yaptırımların, Rusya’nın rakibi olan Türk çelik üreticilerine Avrupa pazarında kota avantajı sağlamanın yanı sıra, yeni pazar fırsatları yaratabileceği ve Türkiye’nin ihracatına olumlu katkı sağlayabileceği düşünülüyor. Öte yandan savaşın Türkiye çelik sektörüne, hurda tedarikine yönelik aksaklıklar gibi kısa ve orta vadede bazı olumsuz yansımaları da olacak. Ayrıca Rus çelik üreticileri, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere ihracat pazarları daraldığı için özellikle Türkiye’de agresif fiyat politikaları uyguluyor, bu da Türk çelik üreticilerinin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.