St. Petersburg'da 25-27 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilmekte olan SteelOrbis 2011 Güz Konferansı & 65. Irepas Toplantısı kapsamında bir araya gelen Trader Komitesi, piyasalar hakkında görüş alışverişinde bulundu. F.J Elsner Trading GmbH'tan Dr. Siegfried Purrer, Coutinho & Gerrostaal Inc.'den Bernd Neuenkirchen, Stemcor AG'den Wilhelm Alff, Nucor Trading SA'dan Michael Setterdahl, Seba International'dan F.D. Baysal gibi isimlerin katıldığı toplantıda, önde gelen ticaret şirketlerinin temsilcileri piyasalar hakkındaki düşüncelerini paylaştı. Bu doğrultuda çelik piyasasının genel olarak yansıtıldığı kadar karamsar bir durumda olmadığı görüşünde birleşildi.
ABD piyasalarının incelenmesi sırasında Neuenkirchen uzun çelik ürünlere inşaat sektöründen gelen talebin halen zayıf olduğunu belirtirken, F.D. Baysal ise ABD Başkanı Obama'nın yeni açıkladığı American Jobs Act ile kamu projelerine harcanacak 105 milyar $'lık bütçenin, devreye girmesinin çelik tüketimini hareketlendirmeye yarayacağını, 2008 krizi sonrasında açıklanan, daha ziyade finansal kurumlara para enjeksiyonu sağlayan önceki teşviklere göre farklı bir yapıda olduğunu, bu kez yaratılan fonun doğrudan ve hızla piyasalara akacağını ifade etti. Baysal sözlerine, "Böylelikle ABD'de çelik piyasası bir sonraki başkanlık seçimlerine kadar kısa vadeli çözümünü bulmuş oldu," diyerek devam etti.
Güney Amerika, özellikle de Brezilya'da talebin hareketli olduğu, yerel üretimin de bu talebi karşılamak üzere artış göstermekte olduğu ifade edildi.
Öte yandan Avrupa'da ise yerel uzun ürün talep ve tüketim seviyeleri ciddi ölçüde düşük seyrediyor. Avronun ABD doları karşısındaki son dönemde yaşadığı değer kaybı şimdilik Avrupalı uzun üreticilerini ihracat piyasalarında güçlendirdi. İtalya, İspanya ve hatta Yunanistan'da bile bu güçlenmenin görüldüğünü belirten Alff, yine de avronun gelecek dönemdeki hareketinin halen öngörülemez olduğunu ve dolayısıyla bu belirsizliğin çelik piyasalarına da yansıdığını ifade etti.
Dr. Purrer ise finansal piyasaların çelik piyasasındaki durumu yansıtmadığının altını çizdi. Dr. Purrer'e göre çelik piyasalarında bir miktar talep gözleniyor. Öte yandan finans kuruluşları ve özellikle de bankalar arasındaki güven eksikliği ticaretin gerçekleşmesinde sıkıntılar oluşturuyor. Setterdahl da ABD doları'nın çıkışının genel olarak fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı yarattığını vurguladı.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi üzerine konuşan Al Watania Steel temsilcisi Mohammad Ahmad Al-Saadi, bölgedeki çelik piyasalarını genel olarak olumlu değerlendirdiklerini ifade etti. Tunus ve Mısır piyasalarının siyasi değişiklikler sonrasında dengesini bulduğunu ve bölgedeki talebin yeniden inşa projeleriyle birlikte uzun vadede hareketleneceğini sözlerine ekledi. BAE için ise Al-Saadi'nin görüşü mevcut durum itibariyle talebin üzerinde inşaat arzı bulunmakta olan bölgede talepde önümüzdeki 3 ila 5 yıllık dönemde belirgin bir gelişme olmayacağı yönünde. Öte yandan, Suudi Arabistan, Katar ve Bahreyn gibi diğer pazarlar ise toparlanma belirtisi gösteriyor.
Toplantıya katılan Trader'lar 2011 yılı hurda fiyatlarının nispeten istikrarlı bir seyir izlediğini ifade etti. Fiyatların yüksek olduğu düşüncesinde olan Alff ise yüksek hurda fiyatlarının Avrupa ekonomisindeki sıkıntılı durumu yansıtmadığını ifade ederken, Avrupa'nın artık hurda tüketiminde lider konumunda olmadığını ve piyasanın gerçek fiyat seviyelerini kabul etmeye hazır konumda olduğunu ifade etti. Aynı zamanda Setterdahl'e göre ise hurda fiyatlarının mevsimselliğe dayanan geleneksel trendleri ise değişim süreci içinde yer alıyor. Bunun nedeni ise dünya hurda tüketim seviyesinin yükselerek klasik bir arz-talep dengesine giriyor olması. F.D. Baysal'a göre de piyasada baskın olan üç büyük demir cevheri üreticisi de artık daha küresel biçimlenmekte olan hurda fiyatlarını takip ediyor.
