26-28 Mayıs 2025 tarihleri arasında İspanya’nın Valencia kentinde gerçekleşen Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu (BIR) Kongresi kapsamında Uluslararası Ticaret Konseyi oturumunda konuşan Ekonomi Tarihi Profesörü ve Emtia Piyasaları Uzmanı Philippe Chalmin söz alarak, dünyanın geçirdiği jeopolitik değişimlere dair önemli bir değerlendirme sundu. Pandemi, Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlar ve Trump yönetiminin devreye girmesinin ardından içinde bulunduğumuz dönem için, "21. yüzyılın 20’li yıllarında küreselleşme döneminin sonuna tanıklık ediyoruz," dedi.
Prof. Chalmin’e göre küresel sistem çok daha parçalı bir yapıya doğru gidiyor ve bu da geleceğe dair ciddi bir belirsizlik yaratıyor. Özellikle ABD’nin getirdiği vergiler şu anda tüm piyasaları etkiliyor. Trump’ın politikalarına diğer ülkelerin de tepki vermesi bekleniyor. ABD, tehditlerine karşı koyabilecek güce sahip olan Çin ile şimdiden bir ön anlaşmaya varmış durumda. Chalmin, Avrupa ülkelerinin farklı çıkarları olsa da ortak bir sesle konuşabilme yeteneğinin onların en büyük gücü olduğunu ve ABD’nin bu ülkelerle mutlaka bir uzlaşma yolu aramak zorunda kalacağını belirtti.
Öte yandan bu tablo şimdiden ABD için olumsuz sonuçlar doğurmuş durumda. Öyle ki yılın ilk çeyreğinde ülke ekonomisi 2022 yılından beri ilk kez küçülme kaydetti, dolar değer kaybetti ve önümüzdeki aylarda stagflasyon görülebileceği konuşuluyor.
Chalmin’in sunumunun ardından söz alan Geri Dönüştürülmüş Malzemeler Derneği (ReMa) Başkanı Robin K. Wiener, ABD’de giderek artan korumacı yaklaşıma dair endişelerini paylaştı. Geri dönüşüm sektörünün çok belirsiz bir dönemden geçtiğini ve vergilerin çözüm olmadığını belirten Wiener, siyasi otoritelerin ülke bazındaki farklı sistemleri anlamaya çalıştıklarını vurguladı. “Mevcut ticaret sisteminin artık işe yaramadığına ve bunu düzeltmek için önce yıkmak gerektiğine dair güçlü bir fikir birliği var,” dedi. Wiener’a göre ReMa serbest piyasayı savunsa da (2024 yılında ABD, 27 milyar $ geri dönüştürülmüş malzeme ihraç edip 7 milyar $’lık ithalat gerçekleştirdi) ABD üç ayrı strateji izliyor. Birincisi ithalatın vergiler yoluyla kontrol altına alınması ve diğer ülkelerin misilleme hamleler yapılması halinde ABD’ye ihracatının sınırlanacak olması. İkincisi, sektörün talebi doğrultusunda geri dönüştürülmüş malzeme ihracatına denetim getirilmesi. Üçüncüsü ise konteyner taşımacılığında artan navlun ücretleriyle mücadele edilmesi.
Wiener’ın ardından söz alan European Metal Recycling (EMR) şirketi Genel Müdürü Murat Bayram ise piyasalardaki belirsizliğe dikkat çekti. AB ve AB dışı ülkelerin, geri dönüştürülmüş hammadde sıkıntısının üretim krizinden kaynaklandığını kabul ederek iş birliği yapması gerektiğini belirten Bayram, “Geri dönüştürülmüş hammadde ihracatını yasaklamak ya da birbirini suçlamak çözüm değil. Tekrar ülkeler arasında köprü inşa etmek gerekiyor ama tek taraflı olabilecek bir şey değil. Geri dönüşüm sektörü olarak bunu biz başlatabiliriz ancak köprünün ilk ayağının serbest ticaret olduğunun kabul edilmesi gerekiyor,” şeklinde konuştu.
Son olarak Metco Ventures LLP ortağı Dhawal Shah, Hindistan’ın geri dönüşüm sektöründe yükselen bir pazar konumuna geldiğini belirtti. Shah, ülkenin hammadde ithalatında başlıca tedarikçileri olan ABD ve Avrupa ile ilişkilerini güçlendirmeye devam ettiğini söyledi.
