ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Suzan K. DelBene, Temiz Rekabet Yasası tasarısını yeniden kongrenin gündemine taşıyarak ABD’nin son 50 yılda küresel üretimdeki payının önemli ölçüde azaldığını savundu. DelBene’e göre bu durum, üretim tesislerinin kapanmasına, istihdam kayıplarına ve tedarik zincirlerinde kırılganlığın artmasına yol açarken, üretimin giderek ABD gibi nispeten düşük emisyonlu ekonomilerden çok daha yüksek karbon yoğunluğuna sahip ülkelere kaymasına neden oldu.
Bu trendin küresel iklim çalışmalarını zayıflattığını ve daha sıkı çevresel standartlar altında üretim yapan imalatçıları olumsuz etkilediğini belirten DelBene, ABD ekonomisinin ticaret ortaklarına kıyasla bir birim üretim başına ortalama %50 daha az emisyon salımı yaptığını vurguladı. Buna karşılık ABD’ye kıyasla Çin ekonomisinin emisyon yoğunluğunun üç kattan fazla, Hindistan ve Rusya ekonomilerinin ise sırasıyla yaklaşık dört ve beş kat daha yüksek olduğunu söyledi.
İstikrarlı ticaret önlemleri çağrısı yapıldı
DelBene, Trump yönetimi döneminde Uluslararası Acil Durum Ekonomik Yetkiler Yasası (IEEPA) kapsamında uygulanan vergilerin, piyasayı düzeltici önlemler olarak sunulmasına rağmen ticari ilişkilerde istikrarsızlık yarattığını ve yapısal dengesizlikleri daha da kötüleştirdiğini ifade etti. Bu nedenle kongrenin temiz üretimi ödüllendiren ve küresel karbonsuzlaşmayı destekleyen açık ve öngörülebilir ticaret çerçeveleri oluşturması gerektiğini vurguladı.
Sınırda karbon düzenlemesi ve kapsamdaki sektörler
Temiz Rekabet Yasası, emisyonları en yüksek seviyelerde yer alan üreticileri hedefleyen sınırda karbon düzenleme mekanizması oluşturulmasını öngörüyor. Söz konusu yasa tasarısı, petrol, doğal gaz, kömür, rafinaj, petrokimya, gübre, hidrojen, adipik asit, çimento, demir-çelik, alüminyum, cam, kâğıt ve kâğıt ürünleri, etanol gibi çok sayıda enerji yoğun sektörü kapsıyor.
Yasa tasarısına göre ABD Hazine Bakanlığı, 2026 yılında kapsama giren her sektör için karbon yoğunluğu referans değeri belirleyecek. Bu referans değerler, ABD Çevre Koruma Ajansı’na bildirilen tesis bazlı emisyon verileri ve elektrik tüketiminden kaynaklanan emisyonlar dikkate alınarak hesaplanacak.
Belirlenen referans değerler zaman içerisinde kademeli olarak sıkılaştırılacak. İthalat veya yerel üretimden kaynaklanması fark etmeksizin referans değerleri aşan emisyonlar karbon yoğunluğu ücretine tabi olacak. Bu ücret 60$/mt seviyesinden başlayacak ve her yıl hem %6 hem de enflasyon oranında artırılacak. ABD’de üretim faaliyetlerinin karbon izinin nispeten düşük olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu mekanizmanın rekabet koşullarını yerel üreticilerin lehine çevirmesi hedefleniyor.
Gelirlerin kullanımı ve küresel iş birlikleri
Toplanan gelirlerin %75’i yerel sanayinin karbonsuzlaşma faaliyetlerine yönlendirilecek. Bu kaynaklar, Enerji Bakanlığı tarafından yönetilecek hibeler, krediler, vergi iadeleri ve fark sözleşmeleri gibi araçlar yoluyla kullandırılacak. Kalan %25’lik kısım ise Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetilecek ekonomik destek programlarına aktarılacak. Bu fonlar, gelişmekte olan ülkelerin endüstriyel emisyonlarını azaltmasına yardımcı olacak ve iş birliğine dayalı “karbon kulübü” düzenlemeleriyle bağlantılı müzakereleri destekleyecek.
Aynı zamanda yasa, başkana endüstriyel karbonsuzlaşma konusunda iş birliğine açık, benzer karbon önlemleri uygulayan ve iş gücü ile çevre koruma standartlarını benimseyen ülkelerle anlaşma yapma yetkisi de veriyor. Bu tür düzenlemelere katılan gelişmekte olan ekonomiler, ABD’nin finansal desteklerine öncelikli erişim hakkı elde edebilecek. Karbon kulübü üyeleri ise yasa kapsamında belirlenen politikalara eş değer sonuçlar doğuran ulusal önlemler uygulamaları halinde sınırda karbon düzenlemesinden muaf tutulabilecek.
