Peter Marcus: Çelik sektörü önümüzdeki beş yılda bozuk bir yolda ilerleyecek

Cuma, 05 Ekim 2012 14:51:39 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Dünyanın önde gelen çelik sektörü analistlerinden olan World Steel Dynamics'ten Peter Marcus, 30 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında Münih'te düzenlenen SteelOrbis 2012 Güz Konferansı & 67. IREPAS Toplantısı sırasında dünya çelik sektörüne ilişkin değerlendirmelerini ve tahminlerini SteelOrbis ile paylaştı.

En sonuncusu geçtiğimiz haziran ayında ABD'nin New York şehrinde, üçte birinden fazlası ülke dışından olmak üzere 1.100'den fazla katılımcının takibiyle gerçekleşen Steel Success Strategies'in bir sonraki buluşması ise 5-7 Şubat 2013 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecek. Toplantıda Peter Marcus'un yanı sıra, Türkiye ve dünyadan önemli üreticilerin üst düzey yöneticileri de konuşmacı olarak yer alacaklar.

World Steel Dynamics'in hizmetlerinden kısaca bahsedebilir misiniz?

WSD stratejik bilgi sağlayıcısı olup, kısa ve uzun vadede çelik sektörünün yönelimine ilişkin olarak kullanıcılarına raporlar sunmaktadır. Toplamda 15 kişiyiz ve piyasaya yönelik olarak çok farklı tipte raporlar oraya koyuyoruz. Danışmanlık hizmeti de veriyoruz ve yatırım bankalarıyla çalışıyoruz.

Raporlarımız arasında "Erken Uyarı Sistemi", "Üretim Maliyetleri", "Çelik Stratejisti", "Kapasite Haritası" ve "Çelik Fiyatları ve Talep" gibi çeşitli raporlar bulunuyor.

Özel raporlarımızda ise, küresel çelik enformasyon sistemimiz sayesinde çelik tesislerinin, demir cevheri üreticilerinin süreç süreç analizlerini internet üzerinden aylık bazda ve etkileşimli olarak yayınlıyoruz.

Dolayısıyla WSD sektöre kavramsal bir çerçeve sunmaktadır: Çelik sektörü ne yönde gelişiyora bakıp, yakın ve uzun vade için sanayinin yapısına ilişkin tahminlerde bulunuyoruz. Dolayısıyla şu tip kavramsal açıklamalarımız olmakta: "Sektör kesintili bir döneme girmektedir", ya da "Yapısal olarak büyük değişimlerden geçen dünya yeni bir sürece yol almaktadır," gibi...

Dünya çelik üretiminden bahsedersek, önümüzdeki dönemde üretim ne yönde değişecek sizce?

Tahminlerimize göre dünya çelik üretimi bu yıl sonunda toplamda ancak %2 kadar büyüme kaydedecek ve yılın son çeyreğinde geçen yıla göre üretimin düştüğü görülecek. Önümüzdeki yıl da dünya çelik üretiminin oldukça düşük bir oranda büyüyeceğini düşünüyoruz.

Şu an için dünya genelinde sorunlarla kaşı karşıyayız. Hindistan ve Brezilya gibi bazı ülkelerde büyüme sürmesine karşın Çin'de yeni bir durum ortaya çıktı. ABD'de fiyatlar düşüyor. Bunun yanı sıra Avrupa ve Japonya'daki durum da malum. Dünya genelinde bir halsizlik söz konusu.

Sizce bu neden kaynaklanıyor?

Sabit varlık yatırımı çarkı dediğimiz bir kavramımız var. Yılın bir çeyreğindeki sabit varlık yatırımı faaliyetine bakarsanız, Çin'de belki de bu faaliyetin sadece %10'u son çeyrekte başlamıştır, %90'ı ise daha önce, Çin dışındaki dünyaya baktığımızda ise sabit varlık yatırımlarının %25'i son çeyrekte başlatılmıştır, %75'i ise daha önce. Dolayısıyla hükümet ve şirketlerin sermaye tahsisleri Çin dışında azalıyor, Çin'de de yavaşlıyor. Çarkın yavaşlaması da, Çin dışında çelik talebinin bu yıl sadece ortalama bir oranda artacağını, gelecek sene de yatay seyredebileceğini gösteriyor.

Peki ya Çin'de?

Çin'de durum insanların farkında olduğundan %60 daha kötü. Önümüzdeki yıl Çin'de talep çık düşük bir oranda artacaktır. %40'a varan devlet harcaması ve sanayi genelindeki stok eritmelerinin üstesinden gelinmesiyle gelecek yıl durum daha iyi olabilir. Ancak şu an için Çin oldukça belirsiz bir alan. Fiyatlar yükselse bile, önümüzdeki yıl Çin için zor bir yıl olacak.

Çin'de son zamanlarda açıklanan yeni yatırım programı Çin'de ekonomiyi nasıl etkileyecektir sizce?

Çin'in gayri safi yurtiçi hasılası yaklaşık 78 trilyon $ seviyesinde. Bunun kabaca yarısı ise gayri safi sabit sermaye oluşumu, buna düzeltilmiş sabit varlık yatırımı da denilebilir. Açıklanan programların tutarının, Çin tarafından yapılan ortalama harcama miktarına oranına bakıldığında, Çin'in sabit varlık yatırımlarını teşvik etmeye çalıştığı açıkça görülüyor. Ama Çin'de bazı sorunlar var. Yatırımların başlıca teşvikçileri yerel yönetimler. Ancak yerel yönetimlerin arazi satışları azaldı ve yerel yönetimlerin borçlanma oranları yükseldi. Konutlaşmaya yönelik olarak tüketicilerin pek olumlu olduğu söylenemez. Yeni başlayan konut inşaatlarında ise pek artış yok. Çark etkisinden dolayı biriken işler bile artış olabilir. Dolayısıyla Çin'i yakından takip etmek gerekiyor.

Uzun yıllardır Çin'e yılda bir ya da iki kere gidiyorum. Ekibimizde iki Çinli var. Bunlardan biri alanda, 2004 yılından bu yana bizimle çalışan diğeri ise Çin Çelik Üreticileri Birliği'nde (CISA) profesör. Çin'de çok sayıda bağlantım var ve onlarla sıklıkla konuşuyorum. Çin başlıca öncelilerimiz arasında, orada neler olup bittiğini yakından takip ediyoruz. Yıllık olarak yayınladığımız kalın bir raporumuz var. Bu raporun içerisinde kapasite değişimleri yer alıyor. Sıcak rulo tesisleri için maliyet eğrisi hakkında raporumuz olduğu gibi, filmaşin tesisleri hakkında da yeni bir raporumuz var. Bunda  Çinli tesisler de yer alıyor. Demir cevheri üzerine de yakında bir rapor çıkaracağız. İnternet üzerinden ulaşılabilen ve etkileşimli bu raporlarda Çin hakkında ciddi miktarda ayrıntı yer alıyor.

Demir cevheri piyasasının görünümü nasıl sizce?

Genel olarak çok fazla arzın ulaşmakta olduğunu ve Çin'de demir cevheri üretim maliyetlerinin diğer ülkelerin çoğuna göre daha yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bu rakam 115$/mt değilse de ortalama 100$/mt seviyesindedir. Çin'in demir cevheri üretimi fiyatlardan çok çelik üreticilerinin ne kadar alım yapmayı istediklerine bağlı. Çinli çelik üreticileri stoklarını düşürmek için alımdan kaçınırsa, demir cevheri üretimi de düşer. Dolayısıyla, çelik üreticilerinin üretimlerini kıstığını düşünürsek bu yıl demir cevheri üretimi de pek artmayacaktır. Demir cevheri fiyatlarındaki büyük düşüşün de sakinlediği görüşündeyiz. Çin'de çelik üretimindeki artış yavaşlıyor, bu da daha az demir cevheri üretimi anlamına gelmekte. Bu yıl Çin'e ulaşan yüksek kalite zenginleştirilmiş demir cevherinin 450 milyon mt'u bulmayacağını düşünüyorum. Fiyat düşerse bu rakam 400 milyon mt'a gerileyecektir. Dolayısıyla piyasada ciddi bir arz fazlası söz konusu ve Çin'de talep artışı ancak orta düzeyde. Tahminim, önümüzdeki yıl %62 tenörlü cevherin Çin'e teslim fiyatının 95$/mt seviyesinde olacağı yönünde. Bu da Brezilya çıkışlı FOB bazındaki %75-80 tenörlü sinter besleme fiyatından 20$/mt daha düşüktür. Genelde fiyatı sinter besleme fiyatlarından 30$/mt daha yüksek olan pelet fiyatında ise en yüksek kalite için fiyatların 15$/mt düşebileceğini düşünüyoruz.

Sizce bu hurda fiyatını da etkiler mi?

Genelde hurda fiyatları, pik demir fiyatları, biraz hurda muadilleri fiyatları, çelik üreticilerinin pik demir üretim maliyetlerinin hurda maliyetine oranı ve son olarak, son birkaç yıldır uluslararası spot piyasadaki demir cevheri ve koklaşabilir taş kömürü fiyatlarından etkilenmektedir. Öte yandan, hurda fiyatları üzerinde döviz kurları, bölgesel talep ve navlun oranları da etkili olmaktadır. Hurda fiyatlarında kaydedilen sert düşüş sonrası görülen hızlı toparlanmanın ardından hurda fiyatları yeniden geriliyor. Önümüzdeki yıl hurda fiyatlarının genel olarak şu anki seviyelerin altında yer alacağını düşünüyoruz.

WSD'de biz hurda fiyatı için, Çin'e teslim demir cevheri fiyatını 1,6 ile, FOB bazındaki Avustralya çıkışlı koklaşabilir taş kömürü fiyatını 0,6 ile çarpıp bunları birbirine ekleyip, son olarak tipik bir çelik üreticisinin pik demir dönüşüm masrafını da -ki bu rakam yaklaşık 50$/mt'dur- buna ekliyoruz. Bu sayede, hurda fiyatının üretim maliyeti ile arasındaki fark da bize hurda fiyatının ne yönde değişeceği yönünde bir fikir veriyor. Bu birçok etkenden biri elbette. Bir diğer etken, hurda fiyatı yükseldikçe hurda toplama tonajının artması, fiyat azaldıkça toplama tonajının da gerilemesi.

Bir diğer oldukça önemli etken ise, Çin'de 40 yaşın üzerinde hurda havuzunun sert bir biçimde artmış olmasına bağlı olarak hurda üretiminin artacağı düşünülüyor. Bunun etkisi ileride artarak hissedilecektir. Mevcut durumda Çin hem hurda hem de metalürjik kok ihracatında %40 vergi uygulamaktadır. Ancak, Dünya Ticaret Örgütü'nün bu verginin hukuk dışı olduğu konusunda Çin'i uyarmasıyla metalürjik kok için uygulanan vergi kaldırılabilir.

Hurda fiyatlarının inşaat demiri, filmaşin ve sıcak rulo fiyatlarından da etkilendiğini unutmamak gerek.

Diğer tüm sektörlerde olduğu gibi çelik sektöründe de önemli olan tedarik zincirinin farklı noktalarındaki üreticilerin maliyetlerini fiyatlarına yansıtabilme kabiliyetidir. Dolayısıyla, demir cevheri, koklaşabilir taş kömürü ve hurda fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak dünya genelinde üretim maliyetlerinin geriliyor olmasının fiyatlara yansıyacağını düşünüyoruz. Şu an 540$/mt FOB seviyesinde olan sıcak rulo fiyatlarının önümüzdeki yıl 500$/mt FOB seviyelerinde olabileceğini düşünüyoruz. Üretim maliyetleri de azaldığından, mamul fiyatlarının gerilemesi üreticiler için olumsuz anlama gelmeyecektir.

Dünya çelik piyasasının önümüzdeki dönemdeki durumuna ilişkin tahminleriniz ne yönde?

2012 yılının geri kalan kısmı ve 2013 yılı için WSD'nin üç farklı senaryosu var. Bunlardan ilki "Açık Yol" senaryosu. Bunda dünya çelik talebinin %3 kadar büyüyebileceği öngörülüyor. Bir diğer senaryo "Tepeyi Aşmak", bu senaryoda çelik talebi azalıyor. Sonuncu senaryo ise "Bozuk yol". Bu senaryoda çelik sektörünü taşıyan ve direksiyonunda Çin'in olduğu otobüs yoğun sislerin içinden ve derin yarıkların arasından ilerliyor. Önümüzdeki beş yıl içerisinde büyük ihtimalle bu senaryonun geçerli olacağına inanıyoruz. Bu sürecin sonunda, 4-5 yıl sonra ise büyüme önündeki engeller ortadan kaldırılabilir, avro bölgesi ve ABD'deki kriz atlatılabilirse, o zaman dünya yeniden hızlı büyümeye geçebilir. Ancak o zamana kadar önümüzde zorlu yıllar var, özellikle de çelik üreticileri için.

Türkiye çelik piyasası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye hakkındaki bilgim nispeten sınırlı. Türkiye hurdaya bağlı üretim yapıyor, elektrik fiyatları yüksek, talep belli bir oranda artıyor, ama Türkiye'nin ciddi dış ticaret açığı da var. İnşaat demirinde kapasite fazlası var, ve yeni kapasitelerin devreye alınmasıyla birlikte sıcak ruloda da benzer bir durum yaşanabilir. Bunun yanı sıra, İran'ın çelik alımlarının yavaşladığını, Orta Doğu'da ise yeni kapasitelerin devreye alındığını biliyoruz. Bence Türkiye rekabetin yoğun olduğu bir alanda yer alıyor. Hurdanın ithal edildiği ve elektrik fiyatlarının yüksek olduğu dikkate alınırsa inşaat demiri üretim maliyeti düşük değil. Sıcak rulo üretim maliyeti fena değil, ama bölgede çok fazla kapasite var. Dolayısıyla Türk üreticilerin yoğun kar marjı baskısı hissetmeye devam edeceğini düşünüyorum. Malumunuz olduğu gibi Japonya, Çin veya Güney Amerika'da da üreticiler şu sıralar pek kar etmemekte.

Türkiye'de devreye planlanan önemli miktarda yassı çelik kapasitesi var. Ukrayna ve Rusya'nın yanı sıra Doğu Avrupa ve Kazakistan gibi ülkelerin görece düşük kalite malzemeleri Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Avrupa'ya tedarik ettikleri düşünülürse, yeni kapasitesi, daha yüksek mamul kalitesi ve navlun avantajıyla Türkiye'nin bu tedarikçilerin yolunu kesebileceği düşünülebilir.

Buna karşın Türkiye'de yeni yassı çelik tesisleri daha çok birinci kalite hurda kullanacaklar. Rakam henüz belli olmasa da 10 milyon mt birinci kalite hurda gerekli olabilir. ABD'de elektrik ark ocaklı üreticiler birinci kalite hurdanın büyük kısmını tükettiklerinden ihracat için fazla tonaj kalmamakta. Dolayısıyla bu hurdaya olan talepteki bir artış hurda fiyatlarının artmasının yanı sıra pik demir satışlarının da canlanmasına neden olabilir.


Benzer Haber ve Analizler

Çin’de ortalama nihai çelik fiyatında haftalık değişim yok

06 Kas | Çelik Haberler