Buradasınız: Anasayfa > Çelik Haberleri > Röportajlar > Mehmet...

Mehmet Zeren: Yurtdışından alımları teşvik eden DİR değil yassı çelik ithalatındaki gümrük vergileri

Cuma, 11 Ocak 2013 17:02:45 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) Genel Seketeri Mehmet Zeren, basında ve sektörde son dönemde yoğun olarak tartışılan Dahilde İşleme Rejimi uygulaması hakkında görüşlerini SteelOrbis ile paylaştı. Uygulamanın ihracata dayalı ekonomik büyüme modelini benimseyen ülkeler için DİR uygulamasının önemine dikkat çeken Zeren, yurtdışından alım yapmayı teşvik eden asıl olgunun yassı çelik ithalatında uygulanan vergiler olduğunu vurguluyor.

Dahilde İşleme Rejimi'nin yassı üreticilerini olumsuz etkilediğine dair basında çıkan görüşler hakkında düşünceleriniz neler?

Dahilde İşleme Rejimi, dünya piyasa fiyatlarından hammadde temin etmek suretiyle ihracatı artırmak amacıyla geliştirilmiş bir sistemdir ve birçok ülke tarafından uygulanmaktadır. İhracata dayalı ekonomik büyüme modelini benimsemiş olan ülkemizin ihracatı artırmak için kullandığı en önemli enstrümanlardan birisidir. Yassı çelik üreticilerinin bu uygulamadan olumsuz etkilenmesi söz konusu olamaz. Çünkü bu sistem sadece ihracata dönük olarak kullanılmaktadır ve ithal edilen hammadde kullanılarak üretilen ürünlerin ihraç edilmesi üzerine kurulmuştur. İthal edilen ürünlerin yurt içi satışlara dönük kullanıldığı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Taahhüt kapatma işlemleri; İhracatçı Birlikleri, Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük İdareleri tarafından çok ciddi bir şekilde kontrol edilmektedir. Ayrıca, Dahilde İşleme Rejimini demir çelik sektöründe faaliyet gösteren uzun mamul ve yassı mamul üreticileri de yoğun bir şekilde kullanmaktadırlar.

Türkiye'deki Dahilde İşleme Rejimi size göre yurtdışından alım yapmayı teşvik ediyor mu?

Aslında yurtdışından alım yapmayı teşvik eden Dahilde İşleme Rejimi değil yassı çelik ithalatında uygulanan (%9 ve %10 oranındaki) gümrük vergileridir. Uygulanan bu gümrük vergileri nedeniyle yurtiçinde yassı çelik fiyatları dünya piyasalarına göre daha pahalıdır. Dolayısıyla çelik boru sektörü olarak yurtdışında Çin, Güney Kore, Hindistan, Rusya, Ukrayna gibi ülkelerle rekabet edebilmek için uygun fiyatlı hammadde temin etmek zorunda kalıyoruz. Burada asıl sorun dediğim gibi yassı çelik için uygulanan gümrük vergileridir.

Avrupa Birliği ile aramızda Gümrük Birliği olmakla birlikte AB'nin yassı çelik için gümrük vergileri uygulamaması, buna mukabil Türkiye'nin uygulaması ise bir çelişkidir. Bildiğiniz gibi Gümrük Birliği'nin esasını oluşturan; AB ile Türkiye arasındaki gümrük vergilerinin kaldırılması, buna mukabil üçüncü ülkelere karşı aynı oranda gümrük vergilerinin uygulanmasıdır AB, yassı çelik ithalatında %0 gümrük uygularken biz % 10 uyguluyoruz ve söylendiği gibi AB'nde Dahilde İşleme Rejimi % 1-2 oranında kullanılıyor. Çünkü AB'ndeki üreticiler yassı çelik ürünlerini %0 gümrükle ithal edebildikleri için Dahilde İşleme Rejimi'ni kullanmaya gerek duymuyorlar. Türkiye'de de gümrük vergileri kaldırılırsa Dahilde İşleme Rejimi zaten bu kadar yoğun kullanılmayacak ve bu tartışmalara da gerek kalmayacak. 

Bu kapsamda Türkiye'ye satılan ürünlerin kaliteleri hakkında gözlemleriniz neler?

Ukrayna ve Rusya'dan ithal edilen yassı çelik ürünlerinin kalitesiz olduğu iddialarına katılmıyorum. Bu ülkelerden alınan ürünler daha çok konstrüksiyona yönelik profil üretiminde kullanılıyor ve yurtdışına ihraç ediliyor. İhraç edilen ülkelerden de şu ana kadar kalite problemine ilişkin herhangi bir şikayet gelmedi. Kaldı ki Ukrayna ve Rusya'dan ithalatı sadece Türkiye yapmıyor. AB ülkeleri 2012 yılı 9 aylık dönemde Ukrayna'dan 1,1 milyon ton, Rusya'dan 1,4 milyon ton yassı çelik ithalatı yaptılar. AB tarafından bu ülkelerden ithalat yapılmış olması da kalite yönünden bir problem olmadığına işaret etmektedir. Diğer taraftan, bu yıl Ocak-Ekim döneminde Türkiye'nin 582 bin ton slab ithalatı yaptığını görüyoruz ve bu ithalatın yaklaşık % 40'ı Ukrayna ve Rusya'dan yapılmış. Ukrayna'dan 146 bin ton ve Rusya'dan 86 bin ton slab ithal edilmiş. Yassı çelik üreticilerinin, Ukrayna ve Rusya'dan slab ithal ederek yassı çelik üretimi yaparken bir taraftan da bu ülkelerden ithal edilen yassı çelik ürünlerinin kalitesiz olduğunu iddia etmeleri de bu anlamda çelişki yaratmaktadır.

Yassı çelik sektöründeki son yıllardaki kapasite artışının çelik boru sektörüne yansıması nasıl oldu?

Çelik boru sektörü üretiminde yılda yaklaşık 4 milyon ton yassı çelik kullanıyor. Bunun 2,4 milyon tonunu yurtiçinden temin ediyor, 1,6 milyon tonluk kısmını ise yurtdışından ithal ediyor. Son yıllarda yassı çelik sektöründe yapılan yatırımlar ise bildiğiniz gibi hurdaya dayalı yapılan yatırımlar. Ancak son dönemlerde hurda fiyatlarının artmış olması, buna mukabil cevher fiyatlarının göreceli daha az artması sebebiyle hurdadan üretim yapan yassı çelik fabrikaları rekabetçi olamıyorlar. Ayrıca, yassı mamul fiyatlarının son dönemlerde uzun mamule göre daha fazla düşmüş olması da bazı üreticilerin üretimlerini uzun mamule kaydırmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla şu anda çelik sektörünün içinde bulunduğu konjonktürel ortam nedeniyle yassı çelikte kapasite kullanımının daha fazla artması beklenemez. Diğer taraftan, yassı çelik sektörünün ihracatı yeterince önemsemediği ve daha çok iç piyasa satışlarına odaklandığı görülmektedir. Yassı çelik üretimi yapan birçok ülke üretiminin önemli bir kısmını ihraç ederken Türkiye ise üretiminin ancak % 15'ini ihraç ediyor ve bu da yaklaşık 1,5 milyar dolara tekabül ediyor. 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefi içerisinde yassı çelik sektörünün hedefi 13,7 milyar dolar olarak belirlenmiş durumda. Şu andaki ihracat rakamı ile hedef arasında çok büyük bir fark var, dolayısıyla yassı çelik sektörünün ihracatı arttırma yolunda bir çalışma yapmadan sadece iç piyasaya yönelik satışların artırılması doğru bir yaklaşım değildir. Hem 2023 ihracat hedefine ulaşabilmek hem de kapasite kullanımının artırılması için yassı çelik sektörünün ihracatı artırma yönünde çalışmalar yapması daha uygun olacaktır.

Türkiye boru piyasasını 2012 yılında nasıl değerlendirirsiniz?

Bilindiği üzere, 2012 yılında da küresel ekonomik krizin tamamen çözülememesi sebebiyle taleplerde azalmalar oldu ve birçok ülke korumacı ekonomik politikalar uygulayarak kendi pazarlarını koruma altına almaya çalıştı. 2012 yılında Avrupa Birliği ve Kanada tarafından ülkemiz menşeli çelik boru ve profillere anti damping soruşturmaları açıldı. Ancak, beklediğimiz gibi iki soruşturma da ülkemiz adına önlemsiz kapatıldı. Bunun yanında azalan talep önemli derecede bir fiyat baskısı oluşturdu ve sektörde karlılık oranları azaldı. 

2011 yılında 3,76 milyon ton üretim ve 1,6 milyon ton ihracat gerçekleştiren çelik boru sektörü üretimini ve ihracatını artırmaya devam etti. Ocak-Kasım dönemi itibariyle ihracatımız %13,3 oranında artarak 1,67 milyon tona ulaştı. Yılsonunda ise bu rakamın 1,8 milyon ton olacağını tahmin ediyoruz. Birçok ülkede talepte azalma olmasına rağmen, çelik boru sektörünün bu miktarda ihracat artışı sağlaması çok büyük bir başarıdır. Çelik boru üretim miktarının ise %4-5 oranında artacağını düşünüyoruz.

2013 yılının başlangıcı hakkında düşünceleriniz neler? Boru üreticilerini yeni yılda neler beklemektedir? Avantajlar ve sıkıntılar nelerdir?

2013 yılında ülkemizdeki kentsel dönüşüm projelerinin 2013 yılının ilk yarısında iç talepte hareketlenme yaratacağını umuyoruz. Bunun yanında, ülkemizden geçecek olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı sektörümüz için çok önemli bir proje. Yılın ikinci yarısında yapımına başlanması beklenen proje, özellikle büyük çaplı boru talebinde önemli artışlar sağlayacak.

İhracat pazarlarında ise Avrupa Birliği ülkelerinin taleplerinde yılın ikinci yarısına kadar önemli bir artış olması beklenmiyor. Ancak, ABD'de bulunan zengin kaya gazı rezervlerinin son yıllarda teknolojideki gelişmelere paralel olarak üretilebilme imkânına sahip olması sondaj borusuna olan talebin ciddi oranda artmasına neden olmuştur. Bildiğiniz üzere üyelerimizden Borusan Mannesmann da bu ülkede yatırım kararı aldı. 2013 yılında da, ABD üreticilerimiz için önemli bir pazar olmaya devam edecek. Ayrıca, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine olan ihracatlarımızın da artmasını bekliyoruz.


Benzer Haber ve Analizler

İtalya’nın AB dışı ülkelerden yaptığı çelik ithalatı Ocak-Eylül döneminde düşerken ihracat arttı

20 Kas | Çelik Haberler

AB, İngiltere’nin Kuzey İrlanda’ya ihraç ettiği beş ürün için vergiye tabi kota getirecek

08 Kas | Çelik Haberler

NBS: Çin’de yerel inşaat demiri fiyatları Şubat ortasında %0,2 düştü

27 Şub | Çelik Haberler

NBS: Çin’de yerel inşaat demiri fiyatları Şubat başında %1,8 düştü

15 Şub | Çelik Haberler

ABD’de kutu profil fiyatları önce arttı, sonra düştü

01 Şub | Boru

NBS: Çin’de yerel inşaat demiri fiyatları Ocak başında %2,2 arttı

16 Oca | Çelik Haberler

Hoa Phat’ın çelik satışları piyasadaki dalgalanmalar nedeniyle 2022’de %7 düşüş gösterdi

06 Oca | Çelik Haberler

NBS: Çin’de yerel inşaat demiri fiyatları Aralık sonunda %0,7 arttı

06 Oca | Çelik Haberler

NBS: Çin’de yerel inşaat demiri fiyatları Aralık ortasında %3,2 arttı

26 Ara | Çelik Haberler

NBS: Çin’de yerel inşaat demiri fiyatları Aralık başında %0,4 arttı

14 Ara | Çelik Haberler





iLab Ventures
Kariyer.net  -  Sigortam.net  -  Arabam.com  -  Cimri  -  Emlakjet  -  Endeksa  -  HangiKredi  -  Neredekal.com  -  Chemorbis