Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk ağır sanayi yatırımı olan Karabük Demir Çelik Fabrikaları, 1937 yılından bu yana göstermiş olduğu üretim kalitesi ve devamlı yükselen hizmet anlayışıyla yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerini sürdürmektedir. Yenilenen tesislerinde son teknolojilerde üretim yapan ve çevresel yönetim anlayışıyla çalışmalarını sürdüren Kardemir, bölgenin en önemli ray üreticisi konumunu da sağlamlaştırmaktadır. Karabük Demir Çelik Fabrikaları Genel Müdürü Sayın Fadıl Demirel ile Kardemir'in son dönemdeki yatırımları ve gelecekteki çalışmaları hakkında konuşma fırsatı bulduk.
Sayın Demirel, çelik piyasası dışarıdan bakınca hareketleniyor gibi gözüküyor. Sizce böyle bir durum mevcut mu?
Piyasaların açılması, yatırımların açılması ile orantılıdır. Yatırımların açılması da genel olarak tüm dünyadaki dengelerle ilgilidir. Türkiye'de şöyle, Avrupa'da böyle olur, Çin'de de bu olur diye yerel düşünmüyorum. Global bir harekettir. Çöküntü global oldu, kimi az etkilendi, kimi çok etkilendi. Bu durumda yatırımlar da finans dengelerine göre ülkeler bazında birbirine entegre olmuş şekilde ilerleyecek. Demir çeliğin dünyada dolaşımı, küresel yatırımlara bağlı. Piyasanın açılması da buna bağlı. Bu durumun alt açılımında Türkiye'de kendimizle ilgili farklı noktalar olabilir. Burada da genel hareketin global hareketle paralel olacağını düşünüyorum. Durumun sabitlendiğini ve bir şekilde dengelendiğini düşünmüyorum. Tabi şu var ki her şirket buradan hareketle eğer üretimini, kalitesi, maliyet yapısını dengeleyebiliyorsa, böylesi durumları referans noktası olarak almalı. Her şey düzeliyor, işler güllük gülistanlık olacak, dertler bitecek bazında düşünülürse bence yanlış olur. Kendimizi en kötü senaryoya göre hazırlamamız lazım. Bu da maliyetleri düşürmek, kalitenizi ve verimliliğinizi artırmakla olabilir. Fire oranlarınızı düşürmekle, girdi maliyetlerini aşağı çekmeyle, kapasiteyi artırmakla olabilir. İyileştirmeye açık alanınız varsa oralarda mücadele etmek lazım. Maliyeti yönetmek senin elinde, fiyatı ise yönetemiyorsun, onu piyasa belirliyor.
Hammaddenin içinde bulunduğu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çin'in çelik üretim kapasitesini artıracak olması, dünya hammadde piyasasının dengesini değiştirecek gibi görünüyor. Daha fazla demir cevheri ve hurda kullanmak durumunda olması nedeniyle hammaddeye bağımlı ülkeler bu durumda daha da zorlanacaktır. Bu nedenle katma değeri yüksek ürünler üretmenin önemi her zamankinden daha büyük. Hammadde fiyatlarının direnmesi de, azalan mamul fiyat seviyelerinden gelen baskıyla birleşince, piyasalar için sıkıntı yaratıyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki önemli ray tedarikçisi olmanızın size sağladıkları ve demir yolu ürünleri üretiminizde dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir? Müşterilerinize sunduğunuz imkanlar neler?
Biliyorsunuz biz Türkiye'nin tek ray üreticisiyiz. Rayda uluslararası standartlarda üretim gerçekleştiriyoruz. Haddehanemiz yeni ve 1,5 senedir üretimde. Makine parkının parametreleri de kaliteli, ray ve profil üretimine uygun seçilmiş bir haddehane. Yaklaşık senelik 450 bin ton civarında üretim kapasitesi var. Bunu tek başına ray da yapabiliriz, profil de yapabiliriz. Ray üretiminin toleransları daha sıkı, uluslararası normlarda, testleri daha kritik. Ancak proses parametremizi çelikhaneden itibaren döküm makinesinde, haddehanede eğer kaliteli bir çeliğe göre ayarladıysanız sonunda ürün kalitesine ulaşılıyor.
Kardemir, 1937 kurulan bir fabrika. İlk dönemde tabi çok düşük kapasitelerde, senede 65 bin ton mal üretiyordu. Sonra her geçen gün artırıyor. Şimdi biz 1,5 milyon tondan bahsediyoruz. Bu zaman zarfında da yine haddehanesinde ray üretecek şekilde gelişmiş. 1950'lerde ray üretimi var ama o günün şartlarında teknoloji çok daha farklı ve çeşitli miktarlarda rayı ihtiyaç duyuldukça üretmiş. Fakat fazla miktarlarda satamamış, zaten talep de gelmemiş. Özelleştirmeden önce de rayı haddeleyebilecek bir haddehane vardı. Üretilen rayın uzunluğu 12 metreden başlamış o dönemde, 18 metreye, 24 metreye çıkmış ve sonra 36 metreye çıkmış. Şimdi biz 72 metre ray üretiyoruz. Özellikle rekabet ortamını düşürmek için firmalar, rakiplerini geride bırakmak için daha uzun ray yapmaya çalışmış. Devlet Demir Yolları 36 metre talep ediyor. Kardemir 1999'da 18 metreden yukarı üretemiyordu. 18 metreden yukarı rayları Devlet Demir Yolları yurt dışından alıyordu. Boy sıkıntısı nedeniyle ray imalatımız durmuştu. 2002'de ben işletmeler genel müdürlüğünde üretimden sorumluyken ayrıca genel müdürlüğe vekaleten bakıyordum. O dönemde bu işi ciddi şekilde zorladık ve üç ay gibi bir çalışmayla haddehanenin genel yerleşimini değiştirdik ve 36 metre ray yapabilir hale geldik. 20 bin ton sipariş almıştık, 10 bin ton Devlet Demir Yolları'na teslim ettik. Geri kalan kısım 2003 yılında teslim edildi. 2007'de ray haddehanesi yenilendi ve şu an 72 metre ray yapacak şekildeyiz ve 75 metreyi de yaparız. Haddehane de bu konuda son teknolojileri içinde barındırıyor. Bütün kalite standartlarında sipariş tonajı kurtarması kaydıyla ray yapabiliriz.
Ray stratejik bir malzeme, Türkiye'de başka yok. Kuzey Afrika ülkelerinde, Arap yarım adasında, Suriye, İran, Irak ve Türki ülkelerde yok. Balkanlarda iki yerde var diğer yerlerde yok ve Rusya ve Ukrayna'da var. Türkiye'de ray bu anlamda stratejik konumdadır. İmalat için söylersek başka kaç tane ürünü var Türkiye'nin bu bölgede rakibi olmayan? Bu konuda rayın üretilmesi, satılması Türkiye adına kıvanç verici. Ray satışı ayrıca devlet arası iletişimi de doğuruyor. Çoğu yerlerde bunun alıcısı devlet olduğu için nerdeyse devletten devlete ticaret gibi bu konu durumunda. Bununla ilgili ciddi çalışmalarımız var. Hemen hemen üç aylık imalatımız dolu. Ayrıca ihracatı da yapıyoruz. Suriye'ye 7.200 tonu gönderdik. Suriye ray tesliminin büyük kısmı bitti, gönderildi. Mart ayı itibariyle ikinci parti de bitmiş olacak. 4.500 tonu imal edildi. Devlet Demir Yolları'nın bütün bölgeleri bizimle çalışıyorlar. Adana, Ankara, Samsun. Dolayısıyla buralara da mal veriyoruz. Kalitemiz her geçen gün artıyor. İran'la görüşmelerimiz var. Orda da bir 30 bin tonluk çalışma var. Pazara girmek kolay değil tabi. Yıllarca oralara ray satan firmalar var. Bizi şanslı görüyorum, fabrika adına da ülke adına da iyi olacağını düşünüyorum.
Kardemir olarak ağır profiller üzerine de önemli çalışmalarınız mevcut, bu konuda bilgi verebilir misiniz? Ayrıca "Vacuum Degassing" tesisi ve gaz recovery sistem yatırımlarında son durum nedir?
Ağır profillerde de fazla rakibimiz yok. Biz 550'ye kadar geniş flanş profiller üretiyoruz. O rakamlarda da Türkiye'de rakip yok. Dünyada da bu bölgede çok az var.
Kalın yuvarlaklara Mart ayı itibariyle başlıyoruz. 200'lük, 180'lik ve 150'lik alaşımlı yuvarlak çekeceğiz. Hazırlıkları tamam, şu sıralar kalibrasyonları yapılıyor. Türkiye'de o dalda da tek olacağız. Sadece inşaat demiri ya da nervürlü demir şeklinde fazla kalmak istemiyoruz. Katma değeri yüksek olan çeliklere yönelmek istiyoruz. Ben çelikhane kökenliyim. Çelikhanede mühendislikten başlayarak, baş mühendislik, çelikhane müdürlüğü, çelik imalat baş müdürlüğü ve uzun yıllar İşletmeler Genel Müdür Yardımcılığı görevlerimle her şeyden önce teknisyenim. Buranın çelik üretim alt yapısının bu çalışmalara çok uygun olduğu düşüncesindeyim. Desülfürizasyon tesisi var, vakum tesisi (vacuum degassing) ve iki adet yeni pota fırını var.
Bahsettiğiniz yatırımlar önemlidir. Entegre tesislerde üç çeşit gaz çıkar genelde. Kok gazı, yüksek fırın gazı ve OG gazı dedikleri çelikhane gazı. Bu gazlar holderlarda toplanır, daha sonra mix edilip çeşitli yerlerde kullanılabilir duruma getirilir. Bunların kalorileri farklıdır. Gaz toplama sistemimiz çelikhanede bitmek üzere. Daha önce kok gazlarının bir kısmı kullanılıyordu, bir kısmı da havaya atılıyordu. Oysa biz bunun yerine bu gazlar havaya atılmasın, enerji üretilsin diye düşündük. 50 megavatlık enerji santrali ihale ettik. Finansmanı da ayarladık. Şubat ayı itibariyle yatırım konusunda firmayla el sıkışmış oluruz.
Soğanlı Çayı üzerinde yapılması planlanan hidroelektrik santralinin Karabük Demir Çelik Fabrikasına etkisi ne olabilir?
Kardemir 1937'de kurulmuş Türkiye'nin gözbebeği bir yatırım. Ülkede henüz suyun kanunu yokken burada su olduğu için kurulmuş. Kardemir'in görüşüne göre, rızası olmadan, Kardemir'in ihtiyaçlarını tatmin etmeden, su kullanımı planlanıyorsa, bu yanlıştır. Çünkü, yanlış yaparlar. 1995 özelleştirmesine kadar zaten devlete ait olan şirketimiz suyuyla, arsasıyla arazisiyle bütün eklentileri ile verildi. Devletimiz, DSİ veya bu işte rol alan arkadaşlar da sağolsunlar, bu paralelde düşünüyorlar. Çok müteşekkirim onlara. Önce Kardemir'in ihtiyaçları diyorlar. O anlamda çok anlayış gösteriyorlar. Burada koskoca bir entegre tesis var. Entegre tesisler ton/çelik başına saatte yaklaşık 240-280 ton su ihtiyaçları vardır. Tüm dünyada böyledir. Siz burada demir çeliği yok sayarak, proje geliştiremezsiniz. Dolayısıyla ana kullanıcı olarak buranın orkestra şefi Kardemir olmak şartıyla, kendi ihtiyacı suyu garanti altına alarak, diğer enerji yönetimleri olsun her türlü projeye açık olabiliriz.
Normalde bu tesis ilk olarak Ereğli ve Filyos'ta düşünülmüş çünkü bu tür entegre tesisler genelde deniz kenarında kurulur. Kendimize ait barajımız yok. Nedeni de yatırım önceliklerinin ünitelere verilmiş olmasıdır. Bakın sinter, enerji tesisi yapıyoruz. dört yüksek fırından ikisi, çelikhane, döküm makineleri ve haddehaneler yeni. Suyu da tıpkı kalorifer tesisindeki gibi kapalı devre kullanıyoruz, alıp da dışarı atılan su yok.
Söz sudan açılmışken, Filyos liman projelerinin son durumu hakkında okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?
Demir çelik sektöründe taşımacılığı yoğun olduğu gerçeği malum. Milyonlarca ton hammadde geliyor, milyon ton mal çıkıyor. Kardemir'in bir limanı olması lazım bu nedenle Filyos'ta liman yapacağız. Filyos'ta teorik çalışmalar bitmek üzere. Hızla proje aşamasına geçmeye çalışıyoruz.
2003 yılında Kardemir'de işletmelerdeki Genel Müdür Yardımcılığı görevimden tekrar Erdemir'e geçtiğimde buranın sıkıntılarını bildiğimden, Kardemir'in ihtiyacını Erdemir limanından değerlendirelim dedik. Ereğli-Zonguldak arası demiryolu yok ve yapılması pahalı. O zaman denizden bu işi yaparız. Erdemir arazisinden bir yer ayırdık Kardemir için. Oranın tren ferisinde yaklaşık 52 vagonu 20 dakikada yükleyebiliyorsunuz. Zonguldak limanında da lokomotif gelip çekip alıyor ve böylece demiryolu varmışçasına denizden demir yolu oluşturduk. Ciddi maliyet düşüşü sağladık ve Kardemir'e de önemli katkısı oldu. Sistem aynı şekilde çalışmayı sürdürüyor.
Kükürt giderme tesisi projesinde son durum nedir? Kardemir'e sağlayacağı katkılar nelerdir?
Desülfürizasyon projesi iki aydır tamamlanmış durumda ve şu anda üretimde. 30-35 döküm desülfürize ediliyor.
Kardemir olarak %100 kendi enerjimizi üreteceğiz bundan sonra. 10-15 megavat da dışarıya satacağız. Yani iki yıl sonra enerji ve sinter yatırımları bittiği zaman Kardemir dışardan hiç elektrik almayan, dışarıya elektrik satan, pahalı ve ucuz cevherleri harmanlayarak kullanabilen, hammadde ortalamasını düşürmüş, çıktısında katma değeri yüksek ürün üretebilen haddehaneler ve üretim gamına sahip bir şirket olacak.
Cevher tedarikinizi nasıl karşılıyorsunuz?
Anadolu cevherleri kullanılıyor. Kalitesi yüksek cevherler var ama pahalı, ayrıca kalitesi düşük ve ucuz olanlar da var. Sinter yatırımı bunların harmanlayan bir yatırım. Ucuz ve pahalıyı sinterde karıştıracaksınız, ortalama maliyeti aşağı çekeceksiniz. Böylelikle yüksek fırınınıza daha ucuz ve daha kaliteli, daha kontrol edilebilir bir kalite sunabiliyorsunuz. Çünkü sinteri yönetebiliyorsunuz, kaliteye müdahale edebiliyorsunuz. Böyle yaptığınız zaman daha üretken yüksek fırınlarla çalışıyorsunuz. Sinteri Türkiye'de ilk olarak kendimiz yapacağız ve 18 ayda yapmayı planlıyoruz. Yatırım süreleri artık eskisi gibi yıllara yayılmıyor. 1 numaralı yüksek fırının da montajı devam ediyor.
Sayın Demirel son olarak, Kardemir'in yakın geleceği hakkındaki düşünceleriniz neler?
2010-2011 çok önemli bir dönem. Kriz döneminde ekipman yenilemeye yönelen Kardemir söz konusu yılları iyi atlatırsa 2012'den sonra çok hızlanacaktır. Şu anki kapasite 1,1 milyon ton seviyesindedir. 2010 yılı sıvı çelik üretim planımız 1,3 milyon ton civarında. Bu kapasite seviyesi 1,700-1,800 milyon tona çıktığında Kardemir'in hammaddesini kendisi ucuz üretebilen, dışardan enerji almayan ve satış tarafında da kaliteli çeliklere yönelmiş, maliyet ve üretim yönetimini çok iyi uygulayan bir Kardemir'in önü oldukça açık, geleceği aydınlıktır.