Borçelik: Türkiye'de otomotiv görünür yüzeyi için sac üretebilen ilk firmayız

Pazartesi, 30 Eylül 2019 11:14:09 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır ile dergimizin odak konu bölümü için boyalı ve galvanizli sektörünün bugünü ve yarınını konuştuk.

Standart ürün gamınız ve hedef sektörleriniz nelerdir?

Türkiye'nin ilk özel yassı çelik üreticisi olarak 1990 yılında kurulduk. 1994, 2003 ve 2008 yıllarında gerçekleştirdiğimiz toplam 530 milyon $ seviyesindeki yatırımların ardından üretim kapasitemizi 1,5 milyon tona yükselttik. Üç soğuk haddeleme ve üç sıcak daldırma galvaniz hattına sahibiz, 900 bin tonluk galvaniz kapasitemizle Türkiye'nin en büyük üretim kapasitesine sahip ve en yüksek kaliteli galvanizli çelik üreticisi konumundayız.  

Dünyanın en büyük çelik üreticilerinden ArcelorMittal ve Borusan Holding ortaklığı ile çalışmalarını sürdüren şirketimizin pazardaki güçlü konumunun temelinde dinamik iş gücü, yenilikçi yaklaşımı, kendini geliştirmek ve büyümek için yaptığı süreklilik arz eden yatırımları, müşteri odaklı hizmet ve kalite anlayışı yer almaktadır.

Stratejik öneme sahip 240 bin m2’lik Gemlik tesisimizde sıcak daldırma galvanizli çelik, soğuk haddelenmiş çelik ve sıcak haddelenmiş (asitlenmiş ve yağlanmış) çelik gruplarında üretim yapıyoruz. Ticari, çekme, derin çekme, ekstra derin çekme, çift fazlı, fırında sertleşebilen, refosforize, HSLA (düşük alaşımlı yüksek mukavemetli), yüksek karbonlu çelikler, emayelik ve yapı çeliği kategorilerindeki ürünlerimizi yüksek teknolojiyle üretiyoruz.

Otomotiv, beyaz eşya, ısıtma-havalandırma, yapı-inşaat ve makine sanayii gibi ihracatımızın omurgasını oluşturan lokomotif sektörlerin önemli hammadde girdilerini tedarik ediyoruz. Hizmet verdiğimiz sektörler genelinde incelendiği zaman çalıştığımız markaların çoğunluğunun yurt dışına satış yaptığı görülüyor. Dolayısıyla Borçelik olarak biz kendimizi sadece iç piyasa tedarikçisi olarak değil aynı zamanda Türkiye’nin ihracatına destek verme misyonu olan bir kuruluş olarak da görüyoruz.

Amerika’da kullanılan hafif ticari araçlarda, Avrupa yollarındaki arabalarda Borçelik sacı tercih edilirken, sektörde aralarında Fiat, Renault, Ford, Toyota ve Mercedes Benz gibi dev oyuncuların bulunduğu birçok markaya çözüm ortaklığı sunuyoruz. Şirket ortağımız ArcelorMittal’in Extragal galvanizleme teknolojisini özellikle otomotiv dış ve iç yüzeyine yönelik sacların üretiminde kullanıyor, bu teknoloji sayesinde Türkiye'de otomotiv görünür yüzeyi için sac üretebilen ilk firma konumunda bulunuyoruz. Ayrıca Borçelik, sahip olduğu bu teknoloji sayesinde otomotiv sektörüne Avrupa Birliği standartlarında sanayi girdisi sağlarken, Türkiye'nin bu alandaki dışa bağımlılığını da azaltıyor.

Hizmet verdiğiniz sektörlerde mevcut talebi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Borçelik markası ile toplam 1,5 milyon ton üretim kapasitesi, Kerim Çelik markası ile toplam 500 bin ton metal işleme kapasitesine sahip olan şirketimiz, Türkiye'nin en büyük üretim kapasitesine sahip ve en yüksek kaliteli galvanizli çelik üreticisi konumunda bulunuyor.

Türk çelik sektörü açısından 2018 yılı, gerek küresel ölçekte artış gösteren korumacılık eğilimi gerekse yılın ikinci yarısından itibaren döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar nedeniyle zorlu bir yıl oldu. ABD ve AB’nin çelik sektörüne yönelik yeni ticari bariyerleri, üretim fazlasının olduğu Türk çelik sektörünü olumsuz yönde etkiledi. Güçlü rekabet üstünlükleriyle rakiplerimizden ayrılarak, pazardaki olumsuzluklara karşın 2017 yılındaki güçlü performansımızı 2018 yılına da taşımayı başardık.

Borçelik, ABD’deki korumacılık eğilimine karşın 2018 yılında Türkiye soğuk sac ve galvanizli sac ihracatının %19’unu gerçekleştirerek Türkiye ekonomisine güçlü desteğini sürdürdü. Hizmet ettiğimiz sektörler yüksek oranda ihracat odaklı olduğu için stratejik sektörlerimizdeki talep seviyesi 2018 yılının ikinci yarısından sonra yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen beklenen seviyeleri yakaladı.

Galvaniz ve boyalı sac fiyatlarının nasıl bir seyir izleyeceğini düşünüyorsunuz?

Çelik sektöründe fiyatların hammadde fiyatlarına, ülke politikalarına, ticaret savaşlarına bağlı olarak sürekli değişken olması, ilerisi için bir fiyat tahmini yapmayı oldukça zorlaştırıyor. Ekonomik büyüme tahminlerine bakıldığında ileriki yıllar için dünya genelinde bir yavaşlama öngörülürken, dünyadaki ham çelik üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştiren Çin’in iç piyasa tüketimi, uyguladığı ekonomik politikalar, ABD-Çin ticaret savaşının gidişatı önümüzdeki dönem takip edilecek gelişmeler arasında olacaktır.

Sizce Türkiye’de galvanizli sektörünün öncelikli olan ve çözülmesi gereken sorunları neler?

Ülkemizde katma değerli ve rekabetçi maliyetlerde ürün ihtiyacı bulunmaktadır, kurulu yatırımların bir kısmı ve yeni yatırımlar maalesef çok katma değerli ürünlere yönelik değiller. Bu sanayinin kaliteli,  katma değerli ve dünya pazarlarında rekabetçi bir yassı çelik arayışı var. Bunu da karşılamak için ithalatın devam ettiğini görmekteyiz. Yassı ve uzun çelik ayrımı yaptığımızda; sıcak, soğuk ve galvanizli sac olan yassı çelik ürünlerinde net ithalatçı ve uzun çelik dediğimiz inşaat demirleri, hafif, orta ve ağır profil ürünlerinde ise net ihracatçı konumundayız.

Yassı çelik pazarına genel olarak baktığımızda özellikle son yıllarda art arda yatırımlar olduğunu görüyoruz. Bu da beraberinde arz talep dengesizliğini getiriyor. Bu yatırımların halen devam ettiğini de düşünürsek bu arz talep dengesizliği daha da artacak gibi görünüyor. Elbette bu konudaki en büyük temennimiz; iç pazardaki talebin de paralel olarak artması ve arz miktarını yakalamasıdır. Bununla birlikte yassı çelik sektöründe doğrudan ihracat rakamlarında da önemli bir artışa ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum. Bu dengesiz yapı bu haliyle devam ederse ilerleyen dönemde makas daha da açılacak ve bu durum sektörümüzün geleceğine daha ciddi bir tehdit olacaktır.

Son zamanlarda dünya genelinde artan korumacılığı düşündüğünüzde galvanizli ve boyalı sac için dış piyasalarda rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz?

2018 yılı çelik sektörü korumacılık önlemlerinin ve Türkiye’nin yaşadığı ekonomik yavaşlamanın etkisi altında kaldı.

Son yıllarda çelik sektöründe artan korumacılık önlemleri 2018 yılında zirveye ulaştı. ABD’de ulusal güvenliği tehdit ettiği için çeliğe karşı Nisan 2017’de başlayan Section 232 soruşturması Mart 2018’de sonuçlandı ve bazı ülkeler haricinde diğer bütün ülkelere %25 vergi getirildi. Bu oranın ağustos ayında Türkiye için %50’ye yükseltilmesi ile Türk çelik sektörü beklenmeyen ani bir gelişme ile karşılaştı ve yılın ikinci yarısında oldukça zorlu bir döneme girdi. Mayıs 2019’da Türkiye için vergi oranı tekrar %25’e indirilmesine rağmen değişen pazar koşulları, fiyat seviyeleri Türkiye için önemli bir ihracat pazarı olan Amerika’da hem iç pazardan hem diğer ihracatçı ülkelerden gelen rekabetin artmasına neden oldu.  ABD’nin başlattığı Section 232 soruşturmasından sonra Avrupa’nın da kendi bölgesini korumak amacıyla başlattığı Korunma Önlemi Soruşturması kapsamında devreye giren kararla birlikte başlatılan kota uygulaması ile önemli ihracat pazarlarında kısıtlayıcı önlemler artmış oldu. Türkiye’de yassı çelik sektöründe özellikle soğuk sac ve galvanizli sac kapasitelerinde son yıllarda yaşanan artış üreticilerin ihracat yapma ihtiyacını artırmıştı. 2018 yılının ikinci yarısında kur dalgalanması ile başlayan ekonomik yavaşlama iç talepte büyük bir düşüşe sebep olunca bu ihtiyaç bir zorunluluk haline geldi. İhracat pazarlarındaki korumacılık önlemlerine rağmen yeni pazarlar yaratılarak 2018 yılında çelik sektöründe rekor seviyede ihracat yapıldı.

2019’un ilk yarısı nasıl geçti, yılın devamı için beklentileriniz neler?

2019 yılında kurumsal vizyonumuz çerçevesinde hedef bölgelerdeki kilit sektörlerde; müşteriye yakınlık, verimlilik ve yaratıcı çözümleme gibi rekabet üstünlüklerinden güç alarak bir numaralı yassı çelik çözüm sağlayıcısı olmaya devam etmeyi hedefliyoruz.

Önceki senelerde hacimsel büyümeye önem veriyorduk, bu sene iç piyasadaki daralma sebebi ile hacimsel büyümenin yanında maliyet odaklı çalışacak, portföyümüzdeki katma değerli ürün oranımızı artıracağız.