Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Çelik Komitesi, 4-5 Kasım 2025 tarihlerinde Paris’te düzenlediği ve 43 ülkeden 249 hükümet yetkilisi ile sektör temsilcisinin bir araya geldiği 98. oturumunda yaptığı açıklamada, küresel çelik kapasite fazlasının 2025 yılının sonuna kadar 680 milyon mt’u aşarak 2009 yılındaki küresel ekonomik krizden bu yana görülen en hızlı büyümeyi kaydedeceği konusunda uyarıda bulundu.
Komite başkan yardımcıları Sheryl Groeneweg ve Lieven Top, piyasa dışı uygulamaların ve sübvansiyonların rekabeti bozduğunu, fiyatların düşmesine yol açtığını ve sanayi sektörlerindeki istihdamı tehdit ettiğini belirterek küresel çapta koordineli eylem gerektiğini söyledi.
Küresel talep zayıf olsa da istikrar kazanıyor
2022-2024 yılları arasındaki üç yıllık düşüşün ardından çelik talebinin 2025’te istikrar kazandığı ve 2026 yılında %1 artışla 2022 yılındaki seviyelere geri dönebileceği ifade edildi.
Çin’de talep sertçe düşmeye devam ederken, Hindistan, ASEAN ülkeleri ve diğer gelişmekte olan ekonomilerin büyümeye devam ederek gelişmiş ekonomilerdeki düşüşü kısmen dengelemesinin beklendiği aktarıldı.
Kapasite fazlası en hızlı Asya ve Orta Doğu’da artıyor
OECD, toplam küresel çelik kapasitesinin 2025 yılında 2,55 milyar mt seviyesine ulaşmasının tahmin edildiğini ve kapasite fazlasının 680 milyon mt’u aşabileceğini söyledi. Çoğunluğu Asya ve Orta Doğu’da olmak üzere 2028 yılına kadar 109 milyon mt ilave yeni kapasitenin devreye alınabileceğine dikkat çekti.
Çin’in kapasite değişim tedbirlerine rağmen bu tedbirleri uygulamada zayıf kalmasının ve Çin devletinin destek verdiği çelik üreticilerinin özellikle ASEAN ve Afrika’da yaptığı yatırımların küresel kapasite fazlasını desteklemeye devam ettiği dile getirildi.
Ticaret bozulmaları ve ihracatta artış
OECD, kapasite fazlasının ticarette ciddi bozulmalara yol açtığının altını çizdi:
- Çin’in çelik ihracatı 2024 yılında 118 milyon mt ile rekor seviyeye ulaştı ve 2025 yılında %10 daha yükselerek küresel fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskıyı artırdı.
- Çinli üreticiler, nihai mamulden yarı mamul ihracatına geçiş yaptı, yönetmeliklerdeki açıkları avantaja çevirdi ve sıkı ticaret önlemlerinden kaçındı.
- Asya, Afrika ve Latin Amerika piyasaları ise pazar payını kaybetme ve yıkıcı fiyatlara karşı savunmasız kalmaya devam etti.
Sübvansiyonlar adil rekabeti bozuyor
Komite, enerji sübvansiyonları ve vergi muafiyetleri, imtiyazlı krediler ve kamu alımlarında yerel üreticilere öncelik tanıyan politikalar dahil olmak üzere Çin, MENA ve ASEAN’da sübvansiyonların yaygınlaştığını vurguladı.
Bu uygulamaların rekabet gücü olmayan üreticileri ayakta tutarak, özel yatırımların önünü keserek ve piyasa sinyallerini bozarak adil rekabete zarar verdiğini aktardı.
Karbonsuzlaşma risk altında, projelerin %20’si askıya alındı
Kapasite fazlasından kaynaklı en önemli endişelerden bir diğeri, piyasadaki bozulmaların çelik sektörünüm karbonsuzlaşma faaliyetleri üzerindeki olumsuz etkisi oldu.
OECD’ye göre 2027 yılına kadar gerçekleştirilmesi planlanan düşük emisyonlu çelik projelerinin 1/5’i çoğunlukla kapasite fazlası ve fiyatlardaki düşüşten kaynaklı zayıf marjlar sebebiyle askıya alındı.
Bu durum, hidrojen bazlı doğrudan indirgenmiş demir, elektrik ark ocağı ve karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi teknolojilere yapılan yatırımları yavaşlatarak küresel karbonsuzlaşma hedeflerini riske atıyor.
OECD’den küresel eylem çağrısı
OECD, küresel kapasite fazlasıyla mücadele etmek için oluşturulan Küresel Çelik Kapasite Fazlası Forumu’na (GFSEC) olan desteğini bir kez daha yineledi. 10 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilen Bakanlar Toplantısı’nın ardından GFSEC üyeleri, 2026 yılının Haziran ayına kadar küresel kapasite fazlasını azaltmaya yönelik ortak çerçeve hazırlamakla görevlendirildi.
Komite ayrıca adil rekabet ve sürdürülebilir dönüşümü sağlamak için piyasa dışı müdahalelerin izlenmesini yoğunlaştırma, ticaret politikalarının etkinliğini değerlendirme ve piyasa odaklı reformları destekleme sözü verdi.
