Türk grubu Kürüm Holding 1975 yılındaki kuruluşundan bu yana uluslararası arenadaki konumunu güçlendirerek, Balkan bölgesinin önde gelen çelik üreticilerinden biri olmuştur. Kürüm Holding, Balkan bölgesini, hızla gelişmekte olan ekonomisi ve sunduğu ticari fırsatlar nedeniyle faaliyetlerini genişletmek için uygun yer olarak belirledi ve önemli bir yatırım gerçekleştirdi. Şirket 1998 yılında, Balkanların en büyük entegre demir-çelik fabrikası olan Elbasan Steel Works'ü satın aldı ve fabrikayı Kürüm adıyla işletmeye başladı. 2002 yılında, Arnavutluk'taki operasyonlarının genişletilmesi kapsamında oksijen ve kireç tesisleri devreye girdi ve bu tesisler mevcut demir-çelik faaliyetleri bünyesine alındı. Şu an Kurum International, ülkenin yalnızca en büyük çelik üreticisi değil, aynı zamanda da ülkedeki en büyük endüstriyel yatırımcı konumundadır.
-1998 yılında Kürüm Holding, Arnavutluk'ta bir çelik fabrikası satın aldı. Yurtdışındaki ilk faaliyetiniz için neden Arnavutluk'u seçtiniz?
Rıfat Esen: 1990'ların sonunda, Kürüm Holding'in sahibi Sayın Kürüm, grubun Türkiye'nin Gebze bölgesinde yer alan uzun ürün üretim tesisi için gerekli hammadde (kütük) arayışındaydı. Uzun süren araştırmaların ardından, grup çok düşük kapasitede üretim yapan Elbasan Steel Works'te karar kıldı. Fabrikanın bazı operasyonları o zamanlar devrede değildi. Arnavutluk hükümeti, endüstriyel varlıklara yönelik ülke tarihindeki en büyük özelleştirme kapsamında Elbasan Steel Works'ün devralınması için Kürüm'ü davet etti. Bölgenin yatırım alanında sunduğu fırsatları ortaya koyan bir fizibilite çalışmasının ardından tesisi özelleştirmeye karar verdik. Ancak, o tarihte Arnavutluk'ta mülkiyet kanunu ya da özelleştirme mevzuatı bulunmuyordu. Bu nedenle, Elbasan'daki mevcut tesis 20 yıllık kira anlaşmasına dayanmaktadır. Söz konusu kira kontratı 2019 yılında dolacak. Şu an itibarıyla özelleştirme kanunları ve mevzuatları hazırlanmış bulunmaktadır ve varlıkların tam özelleştirmesi için gerekli prosedüre başlanmıştır.
-Bize Kürüm'ün Arnavutluk tesisinden biraz bahseder misiniz?
Dr. Zeki Kaya: Kürüm, Elbasan Steel Works'ü devraldığında, tesisin toplam kütük üretim kapasitesi 20.000 mt'un biraz üzerindeydi. Şu an tesisin yıllık kütük üretim kapasitesi 400.000 mt'un üzerindedir. Bu rakamın, önümüzdeki yıllarda daha da artırılması planlanmaktadır. Elbasan Steel Works'ün ilk aşamada yalnızca bir ürün grubu üretmesi amaçlanmıştı; ancak şu an fabrika inşaat sanayisi için inşaat demiri, yapısal profil ve tel hasır üreten dört farklı tesisle faaliyet göstermektedir.
-Arnavutluk tesisiniz ile hangi pazarları hedefliyorsunuz?
Dr. Zeki Kaya: Arnavutluk'taki üretim tesislerimiz Arnavutluk ile Kosova, Makedonya, Sırbistan ve diğer Balkan bölgeleri gibi komşu pazarlardaki çelik talebini karşılamak üzere hizmet vermektedir. Şu an, İtalya ve Yunanistan'a da ihracata başlamış bulunmaktayız. Elbasan üretiminin %40'ı tesisin uygun nakliye altyapısının bulunduğu söz konusu piyasalara ihraç edilmektedir.
-Arnavutluk'taki toplam çelik talebi ne seviyededir? Kapasiteniz ile ülkenin çelik talebini karşılayabiliyor musunuz?
Dr. Zeki Kaya: Arnavutluk piyasasının yıllık çelik tüketim kapasitesi yaklaşık 350.000 mt'dur. Elbasan Steel Works, üretiminin yalnızca %60'ıyla ülkenin tüm çelik talebini karşılayabilmektedir.
-En fazla rağbet gören ürünler hangileridir?
Dr. Zeki Kaya: Geçmiş yıllarda komünist rejimin hakim olduğu her ülkede olduğu üzere, büyük altyapı yatırımlarının AB tarafından finanse edilmesi nedeniyle bankalardan alınan konut kredilerindeki artış, Enver Hoca zamanında inşa edilen eski tip evlerin tahrip olması ve halen karlı bir alternatif yatırım alanı olarak düşünülen konut piyasasına sağlanan nakit akışı nedeniyle Arnavutluk şu an bir inşaat patlaması yaşamaktadır. Sonuç olarak da, Arnavutluk'ta en fazla talep gören ürünler inşaat piyasasında kullanılanlardır.
-ABD'de yaşanan ekonomik kriz (mortgage krizi), inşaat faaliyetlerini, buna bağlı olarak da Avrupa'daki çelik talebini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu kriz, Arnavutluk yerel piyasasını ne yönde etkiledi?
Rıfat Esen: Ülkenin özel koşulları göz önünde bulundurulduğunda, Arnavutluk'un bu krizden ciddi oranda etkilenmeyeceğini düşünüyorum.
-Arnavutluk'taki çelik tesisinize yönelik yatırım planlarından bahseder misiniz?
Rıfat Esen: 2007 yılında, tesisimizin modernizasyonunu hedefleyen 26 milyon €'luk bir yatırım gerçekleştirdik. Bu rakamın 10 milyon €'su iki yıl ödemesiz olmak üzere toplam sekiz yıllığına DEG Invest tarafından, 8 milyon €'su 18 ayı ödemesiz olmak üzere toplam altı yıllığına finanse edilirken, geri kalan 8 milyon € ise öz kaynaklardan temin edildi. Buna ek olarak, 18 Haziran tarihinde, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası (BSTDB) ile Kurum International olarak da bilinen Elbasan'daki Arnavutluk merkezli tesisimizin finanse edilmesi için üç yıllık işletme sermayesiyle 20 milyon €'luk kredi anlaşması imzaladık. Bu uzun vadeli finansal yatırımlar ile ülkenin uluslararası finansal güvenilirliğine olumlu yönde bir katkıda bulunabildiğimiz çok mutluyuz.
Modernizasyon çalışmalarında Kurum International; inşaat demiri, yapısal profil, filmaşin ve tel hasır olmak üzere mevcut işlenmiş çelik üretim kapasitesini yenilemeyi ve yıllık çelik üretim kapasitesini yıl sonuna kadar 600.000 mt'a çıkarmayı planlamaktadır. Kurum International, işlenmiş çelik üretiminin yarısını Arnavutluk iç piyasasına, yarısını ise Kosova, Makedonya, Sırbistan ve diğer komşu ülkelere ihraç etmeyi planlamaktadır.
-Yeni kapasitelerle birlikte, satışlarınızı Balkan dışındaki pazarlara da taşımayı düşünüyor musunuz?
Dr. Zeki Kaya: Evet, zaten İtalya ve Yunanistan gibi güney Avrupa piyasalarına ihracat yapmaya başladık. Aynı zamanda, İspanya piyasasına tedarikte bulunulması için görüşmelere devam ediyoruz.
-Elbasan Steel Works'teki kapasite genişletme projenizin tamamlanmasıyla birlikte dış piyasalara satabileceğiniz kütük fazlasına sahip olacak mısınız?
Dr. Zeki Kaya: Üretim genişletme projemizi, uzun ve yarı ürün üretimlerinin birbirini dengeleyeceği şekilde yapılandırdık.
-Elbasan Steel Works, şu an elektrik ark fırınıyla faaliyet göstermesi nedeniyle hurdaya gereksinim duymaktadır. Şirketinize ait bir hammadde merkezi bulunuyor mu? Hangi ülke/bölgelerden hurda temin ediyorsunuz?
Dr. Zeki Kaya: Evet, şu an üretimimizde tamamen hurdaya bağımlıyız. Hurdayı, Arnavutluk yerel piyasasının yanı sıra Kosova ve diğer ülkelerden sağlamaktayız.
-Şu an hammadde temin edilmesinde sorun yaşıyor musunuz?
Dr. Zeki Kaya: Hurdaya olan küresel ve bölgesel talebin yüksek olması nedeniyle, elbette ki birtakım sorunlar yaşanıyor. Ancak, hurdanın verimli bir biçimde tedarik edilmesi için kendi sistemimizi geliştirdik.
-Kapasite genişletme programınızla birlikte, Elbasan faaliyetleri için daha fazla hurdaya ihtiyaç duyulacak. Uluslararası hurda piyasasında yaşanan mevcut durum, bir başka deyişle, hurda ihracatçısı ana ülkelerin kendi yerel çelik üretimlerini karşılayabilmek için hurda kaynaklarını dışarı açmaması ve bunun bir sonucu olarak da ihracata yönelik hurda bulunabilirliğinin azalması göz önünde bulundurulduğunda, Elbasan'ın hurda ihtiyacını nasıl karşılamayı planlıyorsunuz?
Dr. Zeki Kaya: Şu an hurda temin ettiğimiz bölgelerde kendi hurda depolarımızı kurmayı düşünüyoruz. Kuzey Afrika'ya ek olarak, Balkan piyasasının farklı bölgelerinde de iki hurda tesisi kurulmasını öngörüyoruz. Bu tesislerin faaliyete girmesiyle birlikte, Elbasan'daki tesisimize olan hurda arzını güvence altına alabileceğiz.
-Bu tesislerin kapasiteleri, Elbasan'ın üretimini artırma planlarınızı karşılamak için yeterli olacak mı? Ya da alternatif bir hammaddeye geçiş yapmayı düşünüyor musunuz?
Dr. Zeki Kaya: Bu tesisler, bizi bir süre idare edecek. Öte yandan, yüksek fırınlarımızın yeniden faaliyete geçirilip geçirilemeyeceği konusunda çalışmalar yürütüyoruz.
-Öyleyse demir cevherine geçiş yapmayı mı düşünüyorsunuz. Bu hammaddeyi hangi ülkelerden tedarik etmeyi planlıyorsunuz?
Dr. Zeki Kaya: Şu an, işletmemize ait mevcut madenle yüksek fırın işletmenin makul olup olamayacağını araştırmak için fizibilite çalışmaları yürütüyoruz; ancak konuyla ilgili herhangi bir yorum yapmak için henüz çok erken olduğunu düşünüyoruz.
-Kürüm geçtiğimiz yıl, Rusya'nın güneyinde yeni bir elektrik ark ocaklı tesis kurmayı planladığını açıkladı. İlk aşamada, tesisin Rostov bölgesinde kurulması önerilmişti; ancak daha sonra lokasyonun Adige Özerk Cumhuriyeti, Rusya olarak değiştirildiği bildirildi. Konuyla ilgili son gelişmeleri bizimle paylaşır mısınız?
Rıfat Esen: Rusya ve uluslararası piyasalarda yaşanan birtakım değişiklikler nedeniyle bu projeyi iptal etmeye karar verdik.
-Biraz daha detaylı bilgi verebilir misiniz?
Rıfat Esen: Projeleri duyurduktan sonra aklımıza gelen fikirler oldu. Piyasa kapasitesinin detaylı olarak araştırılmasının ardından, yani yerel şirketlerin bölgede açıkladığı yeni yatırım projelerini hesaba katarak, bu projeye devam etmeme kararı aldık; zira kısa süre sonra piyasa benzerlik gösteren ürün gruplarına doyacak. Aşırı üretim kapasitesinin baş göstermesi, tüm piyasa oyuncularını olumsuz yönde etkileyebilir ve herkesin kaybedeceği bir oyunla sonuçlanabilir. Öte yandan, birtakım izin sorunlarıyla da karşılaştık.
-Başka projelere de yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Rıfat Esen: Caucasian bölgesinde bir çelik üretim tesisinin satın alınması olasılığını inceliyoruz. Proje şu an başlangıç aşamasında olduğundan, ayrıntıları ne yazık ki açıklayamıyorum. Şu an, bu piyasalarda yalnızca fizibilite çalışmaları yürütüyoruz.
-Kürüm Holding, Arnavutluk'ta bir çelik üretim tesisinin yanı sıra limana da sahip. Bu konuyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Dr. Zeki Kaya: Bu bir liman tesisi değil. Şöyle açıklayayım; Duress Limanı'ndaki varlığımız iki türlüdür. Bunlardan biri, sahip olduğumuz ve gemi tamir ve bakım tesisi olarak işlettiğimiz tersanedir. Diğeri ise, limanın doğusundaki rıhtımda yer alan ve limanın en büyük ebatlı drafta sahip gemi yatağıdır. Burası, bizim için bir hurda terminaline dönüştürülecek. Liman içindeki bir tesis de denebilir. Sanırım böyle ifade etmek daha doğru olur.
-Söz konusu hurda terminalinin genişletilmesine herhangi bir yatırım yapmayı planlıyor musunuz?
Dr. Zeki Kaya: Evet, yatırım programımız neticesinde çelik üretim kapasitemiz genişleyecek ve limana daha fazla hurda geldikçe ve limandan daha fazla ürün sevk edildikçe limanın yükleme/boşaltma kapasitesini artırmaya ihtiyaç duyacağız. 2010 yılında, yıllık hurda talebi artan üretime paralel olarak 800.000 mt'a yükselecek. Bu durum, limanın elleçleme kapasitesiyle ilgili sorun yaşanmasına neden olacak. Bu sorunları, liman içerisindeki bağımsız hurda terminalinin altyapısına özel bir gemi yatağı ve genişletilmiş demir yolu tesisleri gibi yatırımlar yapmak suretiyle çözmeyi hedefliyoruz.