8 Ekim tarihinde Milano’da gerçekleşen SteelOrbis Italy Forum’da söz alan Avrupa Çelik Üreticileri Birliği (EUROFER) Ekonomik Araştırma ve Piyasa Analizi Direktörü Alessandro Sciamarelli, Avrupa çelik sektörünü etkileyen enflasyon, küresel piyasadaki sarsıntılar ve zayıf imalat sektörü sorunlarına vurgu yaparak katılımcılarla piyasanın mevcut durumu ile 2024 yılı ve sonrasıyla ilgili tahminleri paylaştı.
Sciamarelli’ye göre Avrupa piyasası ciddi bir resesyonu önlemeyi başararak, tabiri caizse "yumuşak iniş" yaptı. Enerji krizinden dolayı 2022 yılında rekor seviyelere yükselen enflasyon belirli bir dereceye kadar kontrol altına alındı, 2024'te %3 ve 2025'te ise %2,6 seviyelerinde yer alacağı tahmin ediliyor. Fakat AB ülkelerine ilişkin ekonomik büyüme tahminleri birbirinden farklı. Bu yıl AB ekonomisinin %1 büyümesi beklenirken, Almanya gibi başlıca ülkeler bu konuda zorlanmaya devam ediyor. Öyle ki 2023 yılında daralma kaydeden Almanya ekonomisinin 2024 yılında sadece %0,1 büyüyeceği tahmin ediliyor. İtalya, Fransa ve İspanya için tablo biraz daha iyimser ve İtalya ekonomisinde bu yıl için %1 büyüme öngörülüyor.
Beklenen toparlanmaya rağmen çelik talebinin en fazla olduğu imalat sektörleri zayıf seyretmeye devam ediyor. Pandemi sonrasında gözlenen toparlanma artık yavaşlamış durumda ve sadece hizmet sektöründe kayda değer bir büyüme kaydedildi. Öte yandan özellikle Almanya ve İtalya'da imalat sektörü üretimi pandemi öncesi seviyelerin de altında kalmaya devam ediyor ve bu durum çelik sektörü için endişe verici olarak değerlendiriliyor.
Sciamarelli'ye göre, AB çelik sektörü Covid-19 salgını, Ukrayna'daki savaş ve ardından gelen enerji krizi de dahil olmak üzere birden fazla olumsuz gelişmeden dolayı ağır darbe aldı. Bölgede çelik üretimi 2022 yılında %11, 2023 yılında ise %7 olmak üzere keskin düşüşler yaşadı. 2024 yılı için %6'lık ılımlı bir toparlanma beklense de böyle bir toparlanma sonrasında üretim seviyeleri yine 2019 yılının önemli ölçüde altında kalacak.
Öte yandan çelik talebinin ciddi anlamda daraldığı gözleniyor. 2022'de %8,3, 2023'te ise %9 düşüş kaydeden görünür çelik tüketiminin 2024 yılında ilk tahminlere göre sadece %1,4’lük bir artış kaydedeceği öngörülüyordu. Fakat bu beklentinin aşağı yönlü revize edilmesi ve tüketimin pandemi öncesi seviyelerin 12 milyon mt altında kalması bekleniyor. İthalat ise 2024 yılının başında toplam çelik tüketiminden tüm zamanların en yüksek seviyesi olan %27'lik bir pay alarak AB çelik sektörü için kritik bir rol oynamaya devam ediyor.
Sciamarelli, çelik talebinin büyük ölçüde tüketimin sırasıyla %35 ve %18'ini gerçekleştiren inşaat ve otomotiv gibi başlıca sektörlerin performansına bağlı olduğunu ve şu anda bu iki sektörün de üretimlerinde düşüş kaydettiğini söyledi. Öyle ki inşaat sektörü üretimi 2022 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana, ardı ardına yedi çeyrek boyunca düşüş kaydetti. Yüksek faiz oranları ve konut talebindeki azalma nedeniyle bu durumun 2024 yılında daha da kötüye gitmesi bekleniyor.
Benzer şekilde, 2021 yılında güçlü bir toparlanma kaydeden fakat 2023 yılında daralan otomotiv sektörü üretiminin 2024 yılında %3'lük bir düşüş daha göstermesi bekleniyor. Söz konusu üretim pandemi öncesi seviyelerin üzerinde yer alsa da tüketici talebi ile küresel tedarik zincirindeki sorunlardan kaynaklanan belirsizlikler büyümeyi olumsuz etkiliyor.
EUROFER yetkilisine göre, AB çelik sektörü aynı zamanda ithalat ve küresel piyasadaki kapasite fazlasından kaynaklanan artan bir baskıyla karşı karşıya. Ardı ardına yedi yıl çelik ticaretinde açık verilen bölgede bu durumda bir iyileşme beklenmiyor. OECD’ye göre küresel çelik sektöründe 600 milyon mt’un üzerinde kapasite fazlası var ve bu durum hem fiyatlar hem de üreticilerin kâr marjları üzerinde aşağı yönlü baskıya neden oluyor.
Sciamarelli, özellikle enflasyondaki gerileme ve üretime yönelik istikrar beklentileri sayesinde AB çelik sektöründe toparlanma belirtileri olduğunu fakat yine de görünümün belirsizliğini koruduğunu belirtti. İmalat sektöründen gelen zayıf talep, yüksek ithalat ve kapasite fazlası sorunu 2024 ve 2025 yıllarında sektörü olumsuz etkilemeye devam edecek. Ancak ekonominin daha uzun süre istikrarlı gitmesi ve çelik tüketen sektörlerden gelen talebin artması halinde 2025 yılının ikinci yarısında bir toparlanma olabileceği düşünülüyor. Sonuç olarak çelik sektörü için toparlanma yolu uzun ve belirsizliklerle dolu.