28-30 Eylül tarihlerinde Münih’te düzenlenen SteelOrbis 2025 Güz Konferansı ve 93. IREPAS toplantısında sunum yapan Bağımsız Emtia Danışmanı Dr. Heinz-Jürgen Büchner, ticaret gerilimleri, sektörel büyüme beklentileri ve enerji dönüşümünün küresel çelik sektörünün geleceği için belirleyici faktörler olduğunu vurguladı. İnşaat sektörü ve nüfustaki büyümenin çelik talebi tarafında uzun vadeli artış vaat etiğini söyleyen Dr. Büchner, yüksek vergiler ve enerji maliyetlerinin yanı sıra jeopolitik gerilimlerin çelik sektörü için zorluk yaratmaya devam ettiğini dile getirdi.
Küresel ekonomik görünüm: IMF 2025 büyüme tahminini yükseltti
Uluslararası Para Fonunun bu yıl Temmuz sonunda güncellediği tahmine göre 2025 yılı için küresel ekonomik büyüme beklentisi Nisan ayında tahmin edilene kıyasla %0,2 artışla %3’e, 2026 için ise %3,1’e yükseltildi. ABD’nin alım yaptığı başlıca ülkelere uyguladığı vergilerdeki hafif düşüş, görünümdeki bu iyileşmenin başlıca nedeni oldu. Dr. Büchner, özellikle Endonezya, Filipinler ve Malezya olmak üzere Asya-Pasifik bölgesi güçlü büyüme potansiyeli sunarken, Afrika ve Orta Doğu gibi bölgelerin jeopolitik sıkıntılar nedeniyle dengesiz bir tablo sergilediğini ifade etti. Güney Afrika, Kanada, Brezilya ve özellikle de Meksika’nın ABD’nin yüksek vergilerinden olumsuz etkilendiğini, Türkiye’nin ise yüksek enflasyon ve cansız talep nedeniyle sıkıntı yaşadığını dile getirdi.
Otomotiv sektörü ABD’nin vergilerinin baskısı altında
Dr. Büchner, 2025 yılında hafif araç üretiminin 89,2 milyon adede gerilemesinin beklendiğini ifade etti. ABD’nin süregelen yeni vergi tehditleriyle küresel ticaret düzenine saldırmasının tüm ihracatçılar için planlama yapmayı giderek zorlaştırdığını, ithal binek araçlara uygulanan vergiler için ABD Başkanı'nın iyi niyetine veya siyasi görüşlerine bağlı olarak önemli farklılıklar bulunduğunu vurguladı.
İnşaat sektöründeki büyüme uzun vadeli çelik talebini artıracak
Danışmanlık şirketi NMSC’ye göre küresel inşaat piyasasının hacminin 2024’te kaydedilen 11,4 trilyon $’dan 2030’a kadar 16,1 trilyon $’a ulaşması bekleniyor. Nüfus artışı ve özellikle yenilenebilir enerji alanındaki altyapı yatırımları bu genişlemeyi destekleyecek. 2030 yılında dünya nüfusunun 8,57 milyara, 2050 yılında ise yaklaşık 9,7 milyara ulaşmasıyla kentleşme ve altyapı ihtiyaçları uzun vadeli çelik talebini artıracak. Avrupa ve Almanya’daki inşaat sektörlerinin keskin maliyet artışları ve Rusya-Ukrayna savaşının etkileri nedeniyle zorlandığını kaydeden Dr. Büchner, buna rağmen Avrupa’da inşaat hacmi büyümesinin 2025’te toparlanmaya başlayacağını ve sonraki yıllarda bu toparlanmanın hız kazanacağını belirtti.
Çelik sektörünü destekleyen diğer sektörler
Çelik sektörünün diğer sanayi sektörlerinden de destek göreceğini ifade eden Dr. Büchner, makine mühendisliği, uçak ve savunma sanayilerinin ek çelik talebi yaratacağını öngörüyor. Küresel makine mühendisliği sektörünün satışlarının 2030’a kadar dijitalleşme ve yapay zekânın desteğiyle 4,1 trilyon €’ya ulaşabileceği ifade edildi. Boeing’in tahminlerine göre küresel sivil uçak filosunun 2042’ye kadar iki katına çıkacak olması çelik talebini daha da destekleyecek.
