23-25 Mart tarihlerinde, İtalya'nın Brescia şehrinde yapılan üçüncü Made in Steel konferansı vesilesiyle, SteelOrbis, Avusturya ticari konsolosu Michael Berger ile bu ulusal çelik organizasyonunda bulunma nedenleri üzerine görüştü.
Berger, "İtalya, Avusturya'nın Almanya'dan sonra ikinci ticari ortağı konumundadır. 2010 yılında, İtalya ve Almanya arasında gerçekleştirilen ticaret hacmi, krizin geride kalmasıyla birlikte 2008 yılına göre %12 artışla 20 milyar € (yaklaşık 28 milyar $) olarak kaydedildi. Satış açısından, Avusturya'nın İtalya'ya yaptığı başlıca ihracat, ahşap ve metal sektörlerinde gerçekleşmektedir. Metal sektöründe gerçekleşen ihracatta ise çelik en büyük öneme sahiptir. Bu da, çelik dünyasıyla doğrudan ilgili 15 şirketin katıldığı Made in Steel konferansına neden katıldığımızı açıklıyor" şeklinde konuştu.
Berger sözlerine şöyle devam etti: "Global kriz Avusturya'da da, özellikle otomotiv sektöründe hissedildi. Ancak, Voestalpine gibi çok önemli çelik üreticileri sağlam durarak 2010 yılında hızlı bir toparlanma gösterdi. Hala yeterli kredi erişimi konusunda sıkıntılar var. Bence, yeni kurallar ve mali araçlar şirketlerin faaliyetlerini geliştirmelerine olanak sağlayacak."
Global çelik piyasalarının durumundaki son değişikliklerden bahseden Berger, "Başta Çin olmak üzere, gelişmekte olan ülkeler, Batılı çelik şirketleri için bir fırsat teşkil edebilir, aynı zamanda ham madde piyasasındaki gerginliğe bağlı olarak problem de yaratabilir. Avrupa Birliği için, AB merkezli şirketlerin rekabet gücünü koruyacak etkili önlemler bulmak her zaman o kadar da kolay değildir" dedi.
Berger, son olarak, geçtiğimiz günlerde Japonya'da gerçekleşen deprem felaketi ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki (özellikle Libya savaşı) politik karmaşaya değinerek, "Japonya, Avusturya için önemli bir ticaret ortağı konumundadır. Geçen sene, Japonya'ya yapılan ihracat 1 milyar € (1,4 milyar $) seviyesini geçti. Depremin olası sonuçları, Avusturya'daki piyasa oyuncularını endişelendirdi. Öte yandan, depremin yol açtığı zararın yeniden yapılanma ihtiyacı doğuracak ve Avusturyalı şirketler de bu fırsattan yararlanmak için hazır olmalıdır. Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki durumla ilgili olarak, en büyük sıkıntı ise, özellikle Libya'da petrol sektörüne yapılan yatırımlarla ilgili. Avusturyalı tedarikçilerden gelen tesis tedarikleri de oldukça önemli. Umarım, Libya yakında normale döner ve Japonya'da olduğu gibi o bölgede de yeniden yapılanma başlar" dedi.
