GFG Alliance Operasyon Direktörü Neil Barrell ile Liberty’nin Avrupa operasyonlarını ve karbonsuz çelik üretimi hedeflerini konuştuk.
Okuyucularımıza Liberty’nin Avrupa operasyonları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kıta Avrupası’nda yedi tesise sahibiz. Çek Cumhuriyeti’ndeki Ostrava ve Romanya’daki Galati gibi entegre tesislerin yanı sıra Kuzey Makedonya’daki Skopje, İtalya’daki Piombino, Lüksemburg’daki Dudelange ve Belçika’daki Flemalle ve Tilleur’da haddehanelerimiz bulunuyor.
Bu operasyonlarımız 14.000’in üzerinde kişiye istihdam sağlarken, toplam 10 milyon mt’un üzerindeki yıllık haddeleme kapasitemizle Avrupa’nın en büyük dördüncü üreticisi konumundayız.
Bu tesislerde inşaat, alt yapı projeleri, madencilik, otomotiv, havacılık, sürdürülebilir enerji, endüstriyel malzemeler, tüketici ürünleri, beyaz eşya ve iş makineleri üretimi sektörlerine çelik tedariki yapılıyor.
Avrupa çelik sektörünün mevcut koşulları hakkında ne söyleyebilirsiniz? Tesislerden gelen kapanma ve kapasite düşürme haberleri karşısında iç piyasa talebini nasıl görüyorsunuz?
Sektördeki birçok kişinin bir süredir söylediği gibi, büyük kısmı sürekli yükselen karbon ücretine tabi olmayan AB dışındaki ülkelerden gerçekleştirilen ithalat, imalat sanayinden gelen talebin zayıf seyri, siyasi dalgalanmalar ve ticaret savaşlarının yanı sıra yüksek girdi maliyetleri nedeniyle Avrupa çelik sektörü 2008’den bu yana karşılaştığı en büyük zorluklarla karşı karşıya.
Bu yılın başında Liberty, başta Galati olmak üzere Avrupa’daki bazı tesislerine yatırım yapacağını açıkladı. Bu yatırımlar konusunda biraz detay verebilir misiniz?
Mevcut piyasa koşullarında kısa vadeli operasyonel öncelikleri ve daha uzun vadeli yatırım planlarını içeren entegrasyon programı planımızı tamamladık. Yakın zamanda hissedarlarımızı bu planların ana başlıkları konusunda bilgilendireceğiz.
Ancak, şimdiden, Avrupa genelindeki tesislerimize yüksek yatırım bütçeleri ayırarak, bazı üretim hatlarının yeniden devreye alınması veya yenilenmesinden tutun enerji kullanımını iyileştirmeye yönelik projeler uygulanmasına kadar bazı girişimlerde bulunduk.
Liberty’nin tüm çelik operasyonlarını bir çatı altında topladığını biliyoruz. Bunun operasyonlarınız ve iş verimliliğinize nasıl yansıyacağını düşünüyorsunuz?
Liberty Steel Group stratejisi halen gelişim aşamasında ancak birbirinden bağımsız tesisler yüksek bir özerkliğe sahip olmayı sürdürecek. Vizyonumuz ve prensiplerimiz şu şekilde olacak:
- Güvenlik ve çevreyi koruma performansları öncelikli olacak
- Müşteriler kalite ve değer dışında yenilikçi bir bakışla da desteklenecek
- Tedarikçilerle, iş gücüyle ve hükümetle karşılıklı ilişkilerde iyi bir yönetim sergilenecek
- Sosyal alanda getiri sağlayarak toplumun ihtiyaçları giderilecek
Liberty Steel Group’un misyonunun merkezinde GFG’nin 2030 itibarıyla karbonsuz üretime geçme stratejisi (GREENSTEEL) yer alacak. Bu strateji ile Liberty Steel Group’un dünyanın ilk karbonsuz çelik üreticisi olması hedefleniyor.
AB’nin ithalat vergileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Gerekli ve yeterli oldukları fikrinde misiniz?
Avrupa Komisyonu’nun çelik ithalatı kotasını %3 artırma teklifinin önceki seviyeye göre bir ilerleme olduğu fikrindeyiz ancak düşen talep göz önünde bulundurulduğunda bu oran halen çok yüksek.
Avrupa Komisyonu’nun “Yeşil Avrupa” açıklamasını iyi karşıladığınızı biliyoruz. Okurlarımızı Liberty’nin karbonsuz üretim planları hakkında bilgilendirebilir misiniz?
Liberty Group’un misyonunun merkezinde bizim CN30 programı dediğimiz ve GFG’nin 2030 yılına kadar başarmayı arzu ettiği karbonsuz üretim hedefi bulunmakta. Liberty Group bu misyonla dünyanın karbonsuz çelik üretimi yapan ilk şirketi olma yolunda ilerliyor. Bu hedef, yenilenebilir enerjiden elde edilen hidrojenin çelik üretiminde kullanılması gibi en yeni teknolojilerin en iyi nasıl kullanılabileceğinin de araştırılması manasına geliyor.
GREENSTEEL stratejisi, tüm malzemeleri sıfırdan üretmek yerine çelik hurdasını elektrik ark ocaklarında geri dönüştürmeye ve enerji kaynağı olarak yenilenebilir enerjiye odaklanıyor. Fosil yakıt tabanlı enerji ile geri dönüştürülmüş hurdadan üretilen çelik, birincil çelik üretimine kıyasla üçte bir daha az karbon salımına neden oluyor ve GREENSTEEL stratejimiz kapsamındaki yenilebilir enerjiyle birleştiğinde neredeyse sıfır karbon salımına neden oluyor.
İtalya’daki Ilva krizi hakkında ne söyleyebilirsiniz? Bu krizin yerel pazarı ve Avrupa’daki arzı genel olarak nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
Tabii Ilva’daki durumu takip ediyor, tesisin ve iş gücünün geleceğiyle ilgili sektörün kaygısını paylaşıyoruz. Ancak, gözlemlerimiz şimdiye kadar Ilva’daki durumun çok az etkisi olduğu yönünde.
2020 yılı için beklentileriniz nedir?
AB’nin Yeşil Avrupa önerisiyle ilgili detayları açıklamasını bekliyoruz. Bu hamlenin çelik sektörünün uzun vadede sürdürülebilirliğini destekleyecek doğru çerçeveyi oluşturma potansiyeli taşıdığı fikrindeyiz. Ancak, karbon kredilerinin serbest tahsisi ve tazminat programları gibi mevcut mekanizmaların, endüstrinin dönüşümünü sağlamada ihtiyaç duyulacak yüksek yatırım rakamlarını destekleyecek yeni mekanizmalarla değiştirilmeden kaldırılmamasının önemli olduğunu düşünüyoruz.