Namık Ekinci: 2015 yılı çelik ihracat hedefi, miktarda 18,9 milyon ton, değerde 16 milyar $

Perşembe, 08 Ocak 2015 17:59:30 (GMT+3)   |   İstanbul
       

2014 yılı sektör açısından nasıl geçti?

Türk çelik sektörü açısından 2014 yılı gerek ihracat gerekse üretim anlamında beklentilerimizin altında kalan bir yıl olarak kapanıyor. Oysa sektörümüzün üretim ve ihracat kapasitesi oldukça fazla. Dünyanın yaklaşık 200 ülkesine Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde ihracat gerçekleştiriyoruz. Tüm dünya ülkeleri ürünlerimizin kalitesi, ürün çeşitliliği ve rekabet edici fiyatları ile bizi tercih ediyor. Üretimde dünya sekizincisi ve Avrupa ikincisiyiz. Ayrıca yine toplam ihracatımız ile dünya sekizinciliği ve inşaat demiri ihracatıyla ise dünya liderliği konumundayız. Ancak biz bu konumları daha da ileri taşımak hedefindeyiz.

Bununla beraber ne yazık ki çeşitli nedenlerle bu yıl zor ve sıkıntılı bir şekilde geçti. Bu sıkıntıların başında dünyada yaşanan ekonomik ve siyasal olayların geldiğini söyleyebilirim. Sektörümüzün en önemli ihracat bölgesi Orta Doğu ve en büyük pazarlarından Irak'ta yaşananlar malumunuz. Bölgede ortaya çıkan IŞİD tehlikesi bölge güvenliğini bozduğu gibi, söz konusu ülkede yatırımların durmasına da neden olmuştur. Bu da Irak ile ticari ilişkilerimizin yavaşlamasına ve bölgeye olan ihracatımızın düşürmüştür. Alternatif yollarla ticaretimizi devam ettirmeye çalışıyoruz ancak yine de dönem içinde %70'lere kadar varan kayıplarımız oldu.

Yine yıl içerisinde karşılaştığımız antidamping ve korunma önlemi soruşturmaları da ihracatımızı olumsuz yönde etkiledi. Türk çelik sektörüne yönelik antidamping ve koruma önlemi soruşturmaları özellikle son yıllarda önemli ölçüde artış gösterdi. 2010 yılından bu yana sektörümüze yönelik 13 ülkeden toplam 26 dava açıldı. Bu davaların 10'u önlemsiz olarak kapatıldı, 7'sinin soruşturması ise devam ediyor. Yapılan sorgulamalardan sonra davaların 6'sı için vergi uygulanmasına kararı verildi. Soruşturmaların 3 tanesi ise henüz başlamadan düşürüldü. Sadece 2014 yılında açılan soruşturma sayısı ise 11 oldu. Bu da durumun önemini arz etmektedir.

2014 yılında ülkemize yönelik açılan soruşturmalardan ikisi ABD tarafından inşaat çeliği ve OCTG borularına yönelik açılmıştı. Biz Türk çelik sektörü olarak çelik üreticilerimizin damping yapmadıklarını her fırsatta ve her türlü platformda dile getirdik.

ABD'nin inşaat çeliği soruşturması için açıkladığı sonuçlar ile bu tezimizi kanıtladık. Soruşturma süresince tek ve en büyük temennimiz ABD karar vericilerinin adil bir yargılama yapmasıydı. Çünkü biz adil bir yargılama yapıldığı takdirde zaten herhangi bir vergiye tabi olmayacağımızı ve haklılığımızı kanıtlayacağımızı biliyorduk.

Öte yandan OCTG boruları soruşturmasının sonucunda Türk firmalarına %35,86 damping ve %9,21 oranında telafi edici vergi uygulaması kararı alınmıştır. ABD yetkili mercilerinin bu kararı vermesinin en büyük nedeni yerli çelik üreticilerinin, kongre üyelerine ve kongre üyelerinin de karar mercilerine yaptığı yoğun baskıdır.  Biz bu süreçte bizzat 150 kongre üyesinin karar mercilerine yaptığı yoğun baskıya herkes gibi şahit olduk.

OCTG boruları soruşturması kararının; Türkiye'de serbest piyasa ekonomisi olmadığı gerekçesiyle alındığı belirtilmiştir. Hâlbuki bu kararın hiçbir dayanağı ve gerçekle ilişkisi yoktur. Türkiye'ye gelip, serbest piyasa ekonomisinin uygulanıp-uygulanmadığı yönünde bir araştırma yapılmadı. Oysaki Avrupa Birliği, Çin'e açtığı dava kapsamında Türkiye'yi "serbest piyasa ekonomisine emsal ülke" olarak iç piyasa fiyatları açısından emsal göstermiştir. Türkiye ürettiği 10 milyon ton yassının haricinde; önünde hiçbir engel olmadan çelik ithalatının %44'üne tekabül eden 7 milyon tondan fazla da yassı ithal etmektedir. Bu da Türkiye'de serbest piyasa ekonomisi olduğunu gösteren önemli bir kanıttır.

Öte yandan 2014 yılında Kanada da Türk çelik sektörüne yönelik OCT borularının ithalatına karşı hem damping hem de telafi edici soruşturması başlatmıştı. Kanada yetkili makamları yaptıkları bilimsel çalışma neticesinde Türk çelik sektörüne yönelik açtıkları, telafi edici vergi soruşturmasını önlemsiz olarak kapatmıştır. Bu da ABD yetkili makamlarının verdikleri haksız kararı, yoğun baskı altın aldıklarını gösteren önemli bir kanıt niteliğindedir. Haksız yere, yerli üreticilerin karlılıklarını arttırmak için açtığı bu ve benzeri soruşturmaların önünün kesilmesi son derece önemlidir. Zira bu tarz uygulamalar Dünya Ticaret Örgütü kurallarına aykırı uygulamalardır ve dünya ticaretine zarar vermekte, yozlaştırmaktadır.

Tüm bunların yanı sıra bir de Dünya Ticaret Örgütü kurallarına aykırı bir biçimde devlet teşvikli ve dampingli ürün ihracatı yapan Çin de ihracatımızı olumsuz etkileyen faktörlerden bir tanesi oldu. Çin, 800 milyon tondan fazla sıvı çelik üretimiyle, dünya sıvı çelik üretiminin yüzde 50'sinin üzerinde üretim yapıyor. Yaklaşık 300 milyon ton da atıl kapasitesi olan Çinli üreticilerin borç ve varlık oranlarının ortalamasının %70'leri aşması üreticiler üzerinde büyük baskı yaratıyor. Üstelik tüketimlerinin de üretimlerinin altında olması Çinli üreticiler üzerindeki bu baskıyı önemli ölçüde artırıyor. Bu gibi baskıların sonucunda ise dünya pazarlarına teşvikli, dampingli ve hatta hileli yollara başvurarak mal ihraç ediyor ve bizim ihraç pazarlarımızdan payımızı alıyorlar. Bu da Türk çelik sektörünün ihracatı üzerinde oluşan önemli baskılardan biri olarak karşımıza çıkıyor. İhracatta yaşadığımız bu baskı tetikleme yolu ile üretimimize de yansıyor, üretim kısmamıza yani vardiya eksiltmemize neden oluyor. Ayrıca Çin, Türkiye'ye teklif ettiği ürünlerle iç pazarımız açısından da tehdit oluşturmaktadır.

Tüm bu olumsuzluklar nedeniyle açıklanan son verilere göre, çelik üretimimiz 2014'ün on ayında 28,43 milyon ton oldu. Yılsonu çelik üretimimizin ise geçen yıla göre %0,6 düşüşle 34,5 milyon ton olarak gerçekleşmesini hedefliyoruz.

2014 yılı Ocak-Kasım döneminde ihracatımız ise değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre %4,6 azalış ile 12,5 milyar $, miktar bazında ise %5,8 düşüş ile 15,8 milyon tona ulaştı. Sektörümüzün ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünlerini de eklediğimizde 11 aylık toplam çelik ihracatımız; miktar bazında 16,6 milyon ton, değer bazında ise 14,3 milyar $.  Bu hesaplamada, otomotiv, beyaz eşya, makine imalat, gemi v.b. sektörlerin bünyesine giren ve bu yolla ihraç edilen çelik ürünlerinin ihracat miktarı dahil edilmemiştir.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, 2014 yılını miktarda geçtiğimiz yılın %4,9 gerisinde 17,5 milyon ton, değerde yine geçen yılın %4,6 gerisinde 13,2 milyar dolar ihracat ile kapatacağımızı ön görüyoruz. Çelik sektörünün ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde yılı sonu ihracatımızın, miktarda 18,4 milyon tona, değerde ise 15,7 milyara ulaşılması beklenmektedir.

2015 yılında sektörü neler bekliyor, avantajlar ve aşılması gereken sıkıntılar nelerdir?

Türk çelik sektörü özellikle son 10 yılda dünyada büyük bir ivme kazanmış bir sektör. Ülke ekonomisinde ise en çok ihracat gerçekleştiren sektörler arasında ilk sıralarda yer alıyoruz. Ülkemizin endüstriyel gelişiminde de önemli bir paya sahibiz. Ürünlerimiz hemen hemen her sektör tarafından kullanılıyor ve böylece kullanım oranı her geçen gün artıyor.

Ancak çelik sektörü her yönü ile dünya ile entegre olmuş bir sektör olduğu için dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik olaylardan direk olarak etkilenmektedir. Bu nedenle bu yıl yaşadığımız tüm zorlukların 2015 yılında azalmasını bekliyoruz. Dünya ve ülkemizdeki siyasi, ekonomik istikrar ve güven ortamının sağlanması da en büyük temennimiz.

Öte yandan daha önce de belirttiğim gibi ülkelerin DTÖ ruhuna aykırı bir biçimde, açtıkları damping ve koruma önlemi davalarının da önümüzdeki yıl azalması; ihracatımızı artıracaktır. Ayrıca hükümetimiz de DTÖ kurallarına aykırı ihracat gerçekleştiren ülkelerin ürünlerinin; ülkeye girişinin engellenmesi konusunda adımlar atmaktadır. Bu çalışmaların devam etmesini umuyoruz.

Bunun dışında ise; üretim maliyetlerimize yansıyan ve sektörümüzü olumsuz yönde etkileyen vergi ve ek yükleri belirtebiliriz. Bu vergi ve yüklere örnek olarak; dünyada hiçbir ülkede uygulanmayan ve ihracatçımızın üzerinde baskı oluşturan, sektörümüzün performansını olumsuz etkileyen Çevre Katkı Payı ile enerji maliyetleri üzerindeki yükleri gösterebiliriz. Bu ve buna benzer olumsuzlukların kaldırılması Türk çelik sektörünün gelişimini çok olumlu yönde etkileyecektir.

Son olarak hükümetimiz tarafından açıklanan reform paketinde yer alan bazı maddeler sektörümüzü çok yakından ilgilendiriyor ve uygulamalarını yakından takip ediyoruz. Özellikle; ithalata olan bağımlığın azaltılması, orta ve yüksek teknolojiye yönelik yeni yatırım programı hazırlanması, her ülkede olduğu gibi kamu ihalelerinde yerli ürünlerin kullanılmasının özendirilmesi, yerli kaynaklara dayalı enerji üretimi ve enerji verimliliğinin geliştirilmesi sonucunda Türk çelik sektörünün gelişiminin olumlu yönde etkileneceğini düşünüyoruz. Elbette ki hükümetimiz tüm bu yenilikleri DTÖ hassasiyeti doğrultusunda gerçekleştirecektir.

Öte yandan Çelik İhracatçıları Birliği olarak bizler de Türk çelik sektörünün dünya pazarlarındaki payını artırmak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Bu doğrultuda, Ekonomi Bakanlığımızın Uluslararası Rekabetçiliğin Desteklenmesi (URGE) projesi kapsamında hedef ülkelere yönelik ticaret heyetleri organize ediyoruz ve alım heyetleri ile potansiyel pazarlardaki ithalatçıları ülkemizde ağırlıyoruz. URGE projesi, ihracatın sürdürülebilir bir şekilde artması için Bakanlığımızın ihracatçılarımıza sunduğu önemli bir enstrümandır. Zira 2011-2014 yılları arasında sürdürdüğümüz URGE projesi, Ekonomi Bakanlığımızca "Başarılı Uygulama Örnekleri" arasında gösterilmiştir.

Şu anda yeni bir URGE projesine başlamak üzereyiz, yeni proje kapsamında katılımcı firmalarımızın ihracatlarını arttırabilmeleri için öncelikle, şirketlerindeki organizasyonsal eksikliklerini gidermelerinde kendilerine yardımcı olacağız. Ayrıca şirketlerin ihracat departmanında görev alan çalışanlarının vasıflarının arttırılması konusunda da kendilerine destek vereceğiz. Bu sayede ihracatın arttırılması için gerçekleştirilen bu projeyi sürdürülebilir kılmayı hedeflemekteyiz.  Bu proje kümelenme yöntemi ile firmalarımızın birbirlerinin deneyimlerinden de faydalanmalarını sağlayarak bir sinerji oluşmasına ve yeni pazarlar ile yeni müşteriler bulma yönünde önemli katkılar sağlıyor. 2015 yılında bu projenin ihracatımıza artılar katacağına inanıyorum.

Bir diğer hedefimiz ise, Türk çelik sektörünün ürettiği ürünlerin çeşitliliğini arttırması ve daha da önemlisi katma değerli ürünlerin üretimine geçebilmesi için Ar-Ge ve İnovasyon çalışmalarına ağırlık vermektir. Bu hedef doğrultusunda Birlik bünyesinde MATİL Ar-Ge ve İnovasyon merkezini kurduk. Kalkınma Bakanlığımızdan merkez laboratuarın fiziki kurulu için gerekli onay alındı. "Çelik Sektörü Ar-Ge ve İnovasyon Merkez Laboratuarı"nın fiziki kurulumunu gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladık. Önümüzdeki kısa dönemde merkezimizin fiili çalışmalarına başlayacağını söyleyebilirim.

Sonuç olarak, çelik sektörü çok daha yüksek kapasiteye sahip. Bizler de bu kapasiteyi daha yukarılara taşıyabilmek için, 2015 yılında da yoğun bir şekilde çalışacağız.  Buna göre 2015 yılında 2014 yılına göre, miktarda yüzde 3'lük bir artışla 18 milyon ton, değer de %2,4'lük artışla 13,5 milyar $ ihracat gerçekleştirmeyi hedeflemekteyiz. Diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye'nin 2015 yılı ihracat hedefi olarak miktarda 18,9 milyon tona, değerde ise 16 milyar $'a ulaşılması beklenmektedir.


Benzer Haber ve Analizler

Çin’de yerel çelik boru fiyatları çoğunlukla düştü

28 Mar | Boru

ABD’nin OCTG boru ihracatı Ocak ayında %26,8 arttı

28 Mar | Çelik Haberler

Çin çıkışlı çelik boru fiyatları hafifçe gevşedi

27 Mar | Boru

Hint VSTL Odisha’da yeni çelik boru tesisi kuracak

27 Mar | Çelik Haberler

Japonya’nın ham çelik üretimi Şubat ayında aylık %3,8 düştü

27 Mar | Çelik Haberler

AB’de kota dönemi sona ererken bazı yassı mamul ithalat kotaları dolmak üzere

26 Mar | Çelik Haberler

Hint Welspun’a ait East Pipes Suudi şirkete çelik boru tedarik edecek

26 Mar | Çelik Haberler

Kanada Güney Kore’den hat borusu ithalatını inceleyecek

25 Mar | Çelik Haberler

Hint Welspun’a ait East Pipes ve Aramco çelik boru sözleşmesini feshetti

25 Mar | Çelik Haberler

ABD ve Kanada’da sondaj kulelerinin sayısı düştü

25 Mar | Çelik Haberler