Melih Yahşi: 2018’in ikinci yarısı da belirsizliklere gebe

Cuma, 13 Temmuz 2018 14:33:23 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Yahşi Demir firma sahibi Melih Yahşi ile inşaat demiri özelinde çelik fiyatlarının gidişatını ve beklentilerin yanı sıra konut sektörünün durumunu konuştuk.

 

Firmanızın tarihçesi hakkında bilgi alabilir miyiz? Yahşi Demir’in faaliyet alanları nelerdir?

Mehmet Yahşi tarafından 1992 yılında kurulan firmamız Yahşi Demir Kömür Nak. Paz. Ltd. Şti. genç, dinamik kadrosu ve farklı ticari geçmişine dayanan tecrübesiyle toplam kalite yönetimi sistemi çerçevesinde demir çelik ürünleri pazarlamasında satış öncesi ve satış sonrası hizmetiyle kendini kanıtlamış ve müşteri memnuniyeti sağlayarak demir çelik pazarında varlığını ispat etmiştir.

İnşaat demiri pazarında 26 yıldır müşterilerine aynı unvan ve adresinde hizmet veren kurucumuz Mehmet Yahşi, ticaret hayatı boyunca sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi iş ahlakına yansıtmış olup, geriden gelen kuşağa da aynı değer ve kuralları benimseterek güçlü bir aile şirketine dönüştürmüştür.

Ben de İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliğinden mezun olduktan sonra 2 yıl özel sektörde çalışarak farklı tecrübeler kazandım ve daha sonra kendi isteğimle aile şirketine döndüm. Yine kardeşim Burak Yahşi, Beykent Üniversitesi İşletme Mühendisliği bitirerek bu yaz itibarıyla şirketimize katılmıştır. Her geçen yıl genişleyen kadromuz ve farklı bölgelerdeki yatırımlarımızla büyüme odaklı bir şirket olarak faaliyetimize devam etmekteyiz.

Ürün gamınız konusunda okuyucularımızı bilgilendirebilir miyiz?

İlk kurulduğumuz yıllarda kömür ve gübre ürünlerinde distribütörlüğümüz olsa da son 10 yıl içerisinde demir çelik ürünlerine yoğunlaştık. Ürün yelpazesini müşterilerinden gelen talep doğrultusunda genişleten Yahşi Demir, düz ve nervürlü inşaat demirlerinin yanı sıra; çelik hasır, profil, köşebent, lama, silme gibi ürünleri de sipariş doğrultusunda müşterilerine temin edebilmektedir. Şu an inşaat halinde olan sahamızı 2 ay içerisinde tamamlayarak müşterilerimize parça demir, çiroz ve etriye gibi ürünlerde doğrudan hizmet vermeyi hedeflemekteyiz.

Ege, Marmara, Akdeniz, İç Anadolu bölgeleri başta olmak üzere; Türkiye’nin her bölgesine en uygun şartlarda malzeme temini TSE ve ISO belgeli üretici firmalardan yapılmaktadır. Firmamızda demir çelik ürünleri satışında tüketiciye kolaylık olması açısından fabrika teslimi fiyatın yanı sıra nakliyenin firmamıza ait olduğu adrese teslim sevkiyatlar da mevcuttur.

İnşaat demiri talebini nasıl görüyorsunuz?

Maalesef 2018 yılı Türkiye’nin zor zamanlardan geçtiği bir yıl olmaktadır. Birçok farklı sektör verilerine göre ürün fiyatlarında yükseliş ve talepte azalma gözlenmektedir. Özellikle inşaat sektörü son 10 yıllık yükseliş ivmesini 2017 son çeyreğinde kaybetmeye başlamış olup, 2018 yılı içerisinde her ay düşüşle devam etmiştir. Türkiye’nin istatistik verilerini sağlayan kurumların raporlarına göre 2018 yılı içerisinde konut satın alma ve kiralama işlerinde zayıflama dikkat çekti. Kredi faizlerinin artışı da konut talebini sınırladı. Döviz kurlarındaki artış da bu talepleri etkileyen en büyük sebeplerden biri diyebiliriz.

2018 yılının ilk çeyreği mevsimsel dönemden dolayı şantiyelerin yavaşladığı bir   dönemdir. Bu dönemde talepte azalma mevsimsel şartlara bağlanabilir ancak yüksek kredi faizi, konut satışı ve kiralama yavaşlığı müteahhitlerin nakit sıkıntısı çekmesine sebep olarak bahar döneminde de yeni şantiyelerin azalmasına neden olmuştur. Müteahhitler önce mevsimsel şartların düzelmesini, daha sonra dövizdeki yükselişin geçici olduğunu düşünerek kurun gerilemesini, hemen ardından ise erken seçim kararıyla seçim sonrası dönemi bekleyerek sürekli beklenti pozisyonunda kaldı. Haliyle bu da 2018 ilk yarısında inşaat demirinde ciddi bir talep düşüşüne neden olmuştur.

İnşaat demiri başta olmak üzere fiyatların gidişatı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Biraz önce bahsettiğim tüm koşullar birbirini tetikleyen ve besleyen olumsuz koşullardır. Şu an yaşadığımız dönemi basite indirgemek gerekirse şöyle değerlendirebiliriz: Konut satışının yavaşlaması yatırımcının kaçmasına, yatırımcının kaçması döviz yükselişine, dövizdeki yükseliş ise faiz artışına, bu da tekrar konut faizinde artışa ve satışında yavaşlamaya gibi bir döngüye neden olur. Tabi ki daha birçok siyasi politika ve sosyal politika etkisi vardır ancak ticari yansıması bu döngüdür.

İnşaat sektöründe sadece inşaat demiri değil birçok kalemde fiyat yükselişi gözlemlenmektedir. Fiyatlarda başlıca iki neden yükselişe sebep olur; ilki arz talep ilişkisi ikincisi ise hammadde fiyatlarıdır. Bugün baktığımızda arz sabitken talep azalmış ama yine de fiyatta yükseliş olmuşsa bunun tek sebebi hammadde maliyetlerinin yükselişidir.

Demir çelik sektöründe hammadde olarak kullanılan hurda ve cevherde ciddi bir miktar, üretim tesisinde kullanılan elektrotlar gibi endüstriyel malzemeler yurtdışından ithal ediliyorken döviz kurundaki yükseliş doğrudan maliyetlere yansımaktadır. Uluslararası piyasada hurda 360$/ton seviyesinde işlem görürken, diğer üretim    maliyetlerinin eklenmesiyle beraber inşaat demirinin maliyeti 540-550$/ton civarındadır. Bugünkü döviz kuruyla değerlendirdiğimizde inşaat demirinin piyasadaki fiyatı Türk Lirası bazında maliyetine yakın seviyede ilerlemektedir. Hammadde ve yüksek döviz kurunun yanında talep artışının olması da fiyatta yükselişi destekleyecektir.

O yüzden inşaat demiri için kısaca şunu söyleyebiliriz; dünyada hurda-cevher arzında artış olup hammadde fiyatlarında düşüş olmadıkça ya da döviz kurunda gevşeme olmadıkça inşaat demirinde düşüş olmayacaktır. Aksine, müteahhit bu fiyatları kabullenmek zorunda kalıp talep tekrar artarsa yükseliş de devam edecektir.

Biliyorsunuz inşaat demiri ithalatındaki vergi önce düşürüldü daha sonra ise tamamen kaldırıldı ancak fiyatlarda bir değişiklik olmadığı görülüyor. Bu konu hakkında fikrileriniz nelerdir, sizce müteahhitler bu taleplerinde haklı mıydı?

Bu kararı sadece kısa dönem içerisinde gelişen olaylara göre değerlendirmek çok zor. Demir çelik sektöründeki üreticiler yıllar boyunca çok düşük kar marjıyla devamlılıklarını sağlamak zorunda kaldılar. Özellikle çelikhane tesisi olan üreticiler 2015-2016 yıllarında ayakta kalabilmek için ciddi mücadele verdiler. Bu yıllar arasında dünyanın en büyük çelik tedarikçilerinden Çin’in uluslararası piyasaya arz artışı oldu ve ülkemizde 350$/ton'a mal olan kütük, liman teslim 200$/ton’a temin edilebiliyordu. Bu dönem içerisinde demir çelik üreticilerinin zor zamanlar geçirdiğini söyleyebiliriz. Çin’in arzı kısmasıyla beraber Türkiye hem uluslararası çelik ihracatında hem de ulusal tüketimde avantajlı konuma geldi. 2016-2018 arasında ise ciddi kar marjıyla satış yapma şansı elde ettiler. Bu dönemde döviz kurunun yükselişi de üreticiye avantaj sağladı. Müteahhitlerin yükselen fiyatlara tepkisi de tabi ki haklı karşılanmalıdır. Bu süreç içerisinde inşaat demirinde vergi muafiyetinin kalkmasını üreticiye gözdağı olarak düşünmekteyim. Etkili oldu mu diye sorarsanız; kar marjında düşüş yaşandı. Peki neden hala fiyatlar yüksek? Bunun sebebi de yükselen hammadde fiyatları ve döviz kurundaki aşırı artıştır. Uluslararası inşaat demiri fiyatlarına baktığımızda Türkiye hala en uygun fiyatlara sahip ülkeler arasındadır.

SteelOrbis’in bize sunduğu veriler sayesinde uluslararası piyasayı daha yakından takip edebiliyoruz. Yine bu verilerle HABAŞ, İÇDAŞ, İDÇ gibi birçok büyük demir çelik üreticisinin uluslararası piyasaya inşaat demiri ihraç ettiğini görebiliyoruz. Üretici firmalar maliyetine ya da maliyetin biraz altına ihracat yapmayı tercih ediyor. Çünkü uluslararası ticarette ödemeler daha risksiz hatta garantiye yakındır. Ancak iç piyasadaki tüketici şu anki ekonomik koşullar içerisinde üreticiye herhangi bir garanti verememektedir. O yüzden ihracatta düşük fiyat iç piyasada ise daha yüksek fiyat gözlenebilir. Yine de üreticinin sunduğu fiyatlar, ithal edilecek inşaat demirine nazaran çok daha düşük fiyatlardır.

Vergi muafiyetinin etkisi olarak sadece Doğu Anadolu bölgesinde İran çıkışlı inşaat demiri girişi oldu, nakliye fiyatları da eklendiğinde diğer bölgelere geçiş yapamadı. Pazara bölgesel olarak etkisi olsa da genel anlamda fiyatları değiştirmedi.

Sorduğunuz soruya cevabım; Türkiye’nin lokomotif sektörü, yaklaşık 2 milyon istihdam sağlayan müteahhitlerimiz, devamlılıklarını sağlayabilmek için bu taleplerinde sonuna kadar haklılar. Peki sizin aracılığınızla ben müteahhitlerimize ve diğer okuyucularımıza şu soruyu sormak istiyorum; ülkemizde ciddi bir cari açık varken ve yine ülkemizin ihracat yaparak döviz girdisi sağlayacak üreticilere ihtiyacı varken nasıl bir yol izlemeliyiz? İthal edilen inşaat demiri müteahhidimize 0.050- 0.10 TL/KG (maksimum kar düşünülürse) yarar sağlarken, ülkeden çıkacak dövizimiz kime yarar sağlayacak?

Bu konuda üreticiler ve tüketiciler birbirinin çıkarlarını - sürdürülebilirliğini düşünerek ve en önemlisi ülkemizin çıkarlarını gözeterek hareket etmelidir. Kısa vadeli, günü kurtaracak kararlar yerine uzun vadeli kararlar alınmalıdır. Tekrarlamak gerekirse şu an inşaat demiri fiyatları maliyete yakın ilerlemektedir.

2018 yılı şu ana kadar nasıl geçti, yılın geri kalanı için beklentiniz nedir?                  

Biraz önce belirttiğim gibi 2018 yılının ilk dönemi hem üretici hem de tüketici için beklentilerin ve taleplerin altında seyretti. Sürekli farklı konularda beklentiye giren tüketici ve kur artışından dolayı pozisyon almaya çalışan üretici profili gözlemledik. Aynı şekilde inşaat demiri tüccarları olarak bizler de üretici ve tüketici arasında doğru pozisyonda kalmaya çalıştık.

Müteahhitler seçim sonrasını bekleyip gelişmelere göre planlama yapmak istiyor. Seçim sonrası ise yeni bir belirsizliğin başlangıcı olması da mümkün. Seçim sonuçlarına göre oluşacak olan farklı senaryolara göre 2018 yılının ikinci yarısı için daha net şeyler söylenebilir. Ancak genel itibarıyla yüksek döviz kuru, piyasadaki nakit sıkışıklığı ikinci yarı için de çok olumlu gözükmemektedir.

Ayrıca dünya piyasasında demir çelik sektörü tekrar yapılanmaya ve ticaret yollarında değişikliğe gitmektedir. Amerika’nın çelik ve alüminyuma ek vergi getirmesi, Avrupa ülkeleri tarafından bazı kalemlerde ithalata kota getirileceği iddiası uluslararası piyasada da bir belirsizlik yaratmaktadır. Tüm bunlara bakacak olursak iç piyasa ve uluslararası piyasada 2018’in ikinci yarısı da belirsizliklere gebe bir dönem diyebiliriz.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Aslında burada bahsetmek istediğim konu başlı başına bir röportaj olabilir. Sektörün içerisinde 26 yıldır olan ve doğruluk, güven ve müşteri memnuniyeti kavramlarını esas almış bir şirket olarak tüketiciyi bilinçlendirmek bizlerin görevidir.

Daire başına düşen maliyet arttıkça müteahhitlerimiz bir şekilde maliyetlerini en aza indirmeye çalışıyor. İşte tam da burada demir tüccarları içerisinde kötü niyetli olanlar ortaya çıkmaya başlıyor. Hemen hemen her müteahhit demir tedarikini sürekli bir firmadan sağlar. Aynı bölgede olan demir tüccarları arasında 0.005-.010 TL fark olabilir, ödeme sıkışıklığı olan tüccarda bazen piyasanın 0.020 TL altı da olabilir. Ama son dönemlerde tüccarlar arasındaki bu fark çok açılmaya başladı. Pazarda geniş portföyü olan yıllardır tecrübesi, güvenilirliği ile var olan firmalar birbirlerine yakın fiyat teklifleri verirken 1-2 yıllık firmalar piyasa teklifinin 0.030-0.050 TL altına fiyat verebiliyor. Müteahhit de dönemsel sıkıntılarından dolayı daha ucuza mal edebilmek için bu firmaları tercih ediyor. Peki sürekli piyasa değerinin bu kadar altına teklif verebilen firmadan hiç mi şüphe edilmemelidir? Yıllardır bu pazarın içerisinde olan, çok büyük tonajlarla çalışan demir tüccarları fabrikadan bu fiyatlara alamıyorken bu yeni firmalar nasıl bu fiyatta teklif verebilmektedir? Gerekli denetim ve yaptırımların ne yazık ki yetersiz olduğu bir dönemdeyiz. O yüzden inşaat demiri alan her tüketiciye bu konularda daha çok farkındalık yaratmak gerekmektedir. Bu da pazarın içerisinde yer alan köklü firmaların sorumluluk almasıyla gerçekleşecektir. Unutmayalım ki her fatura kesen, her e-faturada bulunan firma güvenilir olmaz.

Söyleyiş fırsatı için teşekkürlerimi sunarım.


Benzer Haber ve Analizler

Türkiye çelik sektörü rekabet gücünü geri kazanmak için hükümetten destek bekliyor

26 Mar | Çelik Haberler

Türkiye çelik sektörü Litvanya ile ticaret hacmini artırmayı hedefliyor

25 Mar | Çelik Haberler

Türk çelik sektörü karbon emisyonunu 2053’e kadar %99 azaltmayı hedefliyor

19 Mar | Çelik Haberler

Ayhan Uçar: Yeşil dönüşümle hurda değerlenecek, Türkiye hurda temininde sıkıntı yaşayabilir

05 Mar | Çelik Haberler

Yassı mamul sektörü ithalat sorununu çözmek için katma değerli ürünlere yatırımı artırmalı

05 Mar | Çelik Haberler

Veysel Yayan: Türkiye çelik üretiminde Avrupa lideri olmayı hedefliyor

23 Oca | Çelik Haberler

Kardemir 2024’te yeni fırın yatırımlarına odaklanacak, maden sahası açabilir

09 Oca | Çelik Haberler

Tosyalı Holding temiz enerji yatırımlarını sürdürecek

09 Oca | Çelik Haberler

TÇÜD: Türkiye’nin çelik üretimi Kasım’da da arttı, 2024 için artış öngörülüyor

03 Oca | Çelik Haberler

SteelOrbis yılsonu değerlendirmesi: Türk çelik sektörü zor bir yılı geride bıraktı

25 Ara | Çelik Haberler