Okuyucularımıza firmanızı tanıtabilir miyiz?
Firmamız Madeş Metal San.Tic.Ltd.Şti., 1972 yılında, babam Yusuf Vural tarafından İstanbul’da kurulmuştur ve o tarihten itibaren aktif olarak ticaret hayatına devam etmektedir.
Güncel kapasite bilgileriniz ve ürün gamınız hakkında bilgi verir misiniz?
Ürün çeşitlerimiz DKP, HR, HRP, galvanizli ve boyalı saclardan oluşmaktadır. 3 adet boy kesme ve 4 adet dilme hattımız mevcuttur. Bunların dışında, 2 adet trapez, 3 adet oluk, 1 adet stor hattımız bulunuyor. Trapez, oluk, stor, mahya imalatlarımıza ek olarak dilme ve boy kesme hizmetleri de sunmaktayız. Ayrıca tüm ürünlerimizde film kaplama yapılmaktadır. Tam kapasite ile yıllık 80.000 ton üretim mevcuttur.
Bildiğimiz kadarıyla tesisinizi büyütme planlarınız var. Bu yatırımınızın detaylarından bahsedebilir misiniz?
Şu anda devam eden ve Dilovası- Makinacılar OSB’de bulunan 20.000 m2 arsa üzerinde 15.500 m2 kapalı alana sahip çelik servis merkezi inşaatımız var. Proje ve müteahhitliğini tamamen kendi bünyemizde yaptığımız yatırım bizim için çok önemli. Avrupa’nın en modern çelik servis merkezi hedefiyle yola çıktığımız ve ilk günden itibaren mevcut tesisimizde yaşadığımız sorunları ele alıp ‘Müşterilerimize nasıl daha iyi hizmet verebiliriz ?’, ’Üretim kalitemizi ve kapasitemizi nasıl arttırabiliriz ?’, ‘Mesai arkadaşlarımıza daha iyi nasıl bir çalışma ortamı sunabiliriz?’ gibi sorulardan yola çıktık. Avrupa’daki çelik servis merkezlerini gezip bizi bir adım öne çıkaracak sistemleri inceleyerek kendimize entegre etmeye çalıştık. İnşallah bu yıl içerisinde yeni fabrikamızda üretim yapmaya başlayacağız.
Tüm bunların yanı sıra 2019 yılının ilk çeyreğinde başlamayı planladığımız ancak şu an için sadece proje aşamasında olan bir yatırımımız daha var. Şirket merkezimiz Bayrampaşa’da. Son 3 sene hariç faaliyetlerimiz hep Avrupa yakasında idi. Bizim için bu lokasyon oldukça önemli. Madeş Metal mutlaka Avrupa yakasında da olmalı ve o bölgedeki müşterilerimize de hizmet verebilmeli diye düşünüyoruz. Bununla ilgili olarak, Hadımköy’de bulunan 7000 m2 arsamız üzerinde yapmayı planladığımız tesisi 2019 yılında faaliyete geçireceğiz. Yine aynı lokasyondaki Kayaşehir ve Anadolu yakasında Dilovası bölgesindeki arsalarımızla ilgili müteahhitlik projelerimiz olacak. Tüm bu bahsettiğim proje ve yatırımlarımızın asıl amacı ülke ekonomisine ve istihdamına bir nebze de olsa katkıda bulunabilmek. Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımıza devam etmekteyiz.
Hizmet verdiğiniz sektörler hangileri? Bu sektörlerde talebin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Çok çeşitli sektörlere hizmet veriyoruz. Çelik kullanan tüm sektörler diyebiliriz. Ama ürettiğimiz ürünler daha çok inşaat sektörüyle ilgili. Talep konusuna gelecek olursak, maalesef iç talepte bir yavaşlama olduğu aşikar. Üretici firmaların ihracat ile dengelediği arz fazlası, ihracatın çeşitli sebeplerle azaldığı durumlarda iç talepteki yavaşlığı göz önüne seriyor.
İhracat pazarlarındaki potansiyel nasıl? Yakın zamanda bu alanda adımlar atmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye çelikte ihracata mecbur bir ülke. Çünkü arz fazlası var. Üretilen ürünler nitelik ve vasıf olarak dünya kalitesinde. Bu yüzden dünyanın her bölgesinden talep görüyor. Aslında biraz önce bahsettiğim talep durgunluğu sadece bize özgü bir kavram değil. Dünyanın her yerinde yerel üreticiler arzı dengelemek için üretim kısmaları ya da çeşitli antidamping davaları ile çelik ithalatını durdurmaya yönelik önlemler alıyorlar. Son dönemde Amerika’nın getirdiği ek vergi uygulamasına Türkiye’yi de dahil etmesi ülkemizdeki ihracatı çok olumsuz etkiledi. Umarım bu konudaki sorun bir an önce halledilir ve ihracatımız tekrar eski seviyelere gelir.
Bize gelecek olursak ihracat ile ilgili adım atmayı tabii ki düşünüyoruz. Çünkü iç piyasada rekabet her geçen gün biraz daha artıyor ve karlılık azalıyor. Bu da firmaları dünyada yeni pazarlar aramaya ve ihracata mecbur ediyor. Benim düşüncem bu konuda tecrübeli dış piyasaya hakim, uzman bir ekip oluşturup bu konuya öncelik vermekten yana. Sadece bizim değil tüm sektörün buna mecbur olduğunu düşünüyorum.
Dolar kurunun geldiği seviye sizi endişelendiriyor mu?
Kurdaki ani değişimler herkes gibi bizi de etkiliyor ve endişelendiriyor. Piyasada en önemli unsur fiyat istikrarı. Kurlardaki değişimler zaten düşük kar marjları ile çalışan firmalar için risk oluşturuyor. Üreticilerin tedarikçilerine döviz kuru ile ilgili destek sağlayacak mekanizmalar geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Kur risklerimizi Forward alımlar ile dengelemeye çalışıyoruz. Tabii ki bu da ek bir maliyet getiriyor. Orta ve uzun vadede kurun bir dengeye oturacağını ve spekülatif hareketler görmeyeceğimizi umut ediyorum.
ÇSM’lerin katma değer yaratabilmeleri için son kullanıcı ve üreticiler arasında ne gibi rolleri olabileceğini düşünüyorsunuz?
Bu konuda katılmadığım bazı rutinleşmiş söylemler var. Ülkemizde ÇSM sadece son kullanıcıya stok tutan hızlı termin gibi faydalar sağlayan bir organizasyon gibi görünüyor. Bunlar, yani son kullanıcıya kaliteli hizmet, müşteri memnuniyeti, tabii ki çok önemli unsurlar. Ama günümüzde ÇSM’ler üretici ve son kullanıcılarla bir sacayağı gibi kaynaşmış, birlikte hareket eden, birlikte çözümler sunan, birbirlerine her anlamda destek sağlayan yapılar haline geldi. Ben bu ilişkilerin yakın gelecekte daha da artacağını ve tıpkı Avrupa’daki seviyeye yükseleceğini düşünüyorum.
Tedarik zincirinin başarılı bir şekilde işlemesi için sizce ÇSM’lerin konumu ne olmalıdır?
Biraz öncede bahsettim üretici, ÇSM ve son kullanıcı bunlar birbirlerinin ayrılmaz birer parçası. Günümüzdeki piyasa yapısı, bunu gerektiriyor. ÇSM’ler son kullanıcılar ve üreticiler arasında bir köprü vazifesi görmeli. Son kullanıcılara zamanında ve kaliteli ürün sunmalı ve günümüzde yeni devreye giren tesislerle ticari kalitede oluşan arz fazlası sorununda üretici firmalara elinden geldiğince destek olmalı. Bu ilişki karlılıktan öte, devamlılık ve memnuniyet esaslı olmalı diye düşünüyorum.
2018 yılının ilk çeyreği sizce nasıl geçti? Yılın geri kalanı için beklentileriniz neler?
2018 bence güzel başladı ama ihracat piyasalarındaki olumsuzluklardan haliyle etkilendi. Üretici firmalar ihracat yapamayınca arz fazlası sebebiyle iç piyasada fiyat düşüşleri yaşandı. Bizim gibi stok ile çalışan firmalar bu durumdan olumsuz etkilendi. Beklentim, yılın ikinci çeyreğinin de bu ritimde geçmesi yönünde. Hükümetimizin açıkladığı yeni teşvik paketinde çelik sektörü de önemli bir yer alıyor. Ben bunun uzun vadede çok olumlu etkiler yaratacağını, bunun dışında yatırım yapan, firmalara da KDV muafiyeti gibi çeşitli destekler sağlanmasının sektöre olan yatırımları artıracağını düşünüyorum. Özellikle üçüncü ve dördüncü çeyrekte ihracatın artması ve iç talepte oluşacak artış ile yılı iyi seviyelerde kapatacağımıza inanıyorum.
Okuyucularımıza son olarak ne söylemek istersiniz?
Öncelikle vakit ayırıp okudukları için çok teşekkür ederim. Madeş Metal olarak ürünlerimizde kalite hep birinci plandadır. Bu klasik söylenmiş bir söz değil bizim ticaret vizyonumuzdur. Biz bu kaliteden ödün vermediğimiz sürece zaten başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Okuyucularınıza kendimizi ifade etme fırsatını verdiğiniz için sizlere de çok teşekkür ediyoruz. Prime dergisi severek ve ilgi ile okuduğum piyasadaki gelişmeleri takip ettiğim bir kaynak. Son olarak Madeş Metal’in tüm ürünleri çok kısa sürede Orbislist platformunda olacak ve buradan geniş kitlelere ulaşacak. Orbislist’den de bizi ve ürünlerimizi takip edebilirsiniz.
