Çolakoğlu Metalurji: 2020 yılı beklentinin aksine şirketimiz için sorunsuz geçti

Salı, 26 Ocak 2021 12:15:51 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler ile sektörün 2020 yılını nasıl geçirdiğini ve 2021 yılı beklentilerini konuştuk.

2020 değerlendirmesi

2020 yılına girmeden önce yaptığımız planlar ile 2020 yılında yaşadıklarımız oldukça farklı oldu. Daha önce deneyimlemediğimiz bu süreçten, özellikle pandeminin ilk duyulduğu dönemde en az hasarla nasıl çıkarız diye düşünerek işlerimizin sürdürülebilirliğini sağlamayı düşündük ve ona göre hareket ettik. Bizim için çelik üretmek kadar o çeliği üretmemizdeki en önemli etken olan çalışanlarımızın sağlığı için aldığımız çok hızlı önlemler oldu. Bu sayede işlerimiz önemli bir aksama olmadan aynı tempoda devam etti ve 2020 yılı beklentinin aksine şirketimiz için sorunsuz geçti diyebiliriz. Yılı yine 4 milyon ton satış seviyelerinden kapatıyoruz.

Gerek bu tip dönemler gerekse gelecek için her zaman sürdürülebilirlik, katma değerli ürünlere mümkün olduğunca yönelmek ve iş gücümüz olan çalışanlarımıza değer katmak ana eksenimizdir.

Bu doğrultuda yeni ürünlere odaklanmaya devam ettik ve bir ilki daha gerçekleştirerek paslanmaz çelik dökümü de yaptık. Düzenli olarak açıklanan sektörel ‘En beğenilen şirket ödülü’nde demir çelik sektöründe birinciliğe sahip olduk.

Dünya çelik üretiminin yarısını karşılayan Çin’de başlayıp dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinden esasen Çin yerine daha ziyade diğer gelişmiş ülkeler etkilendiler. Bazı gelişmiş ülkelerde çelik üretim kayıpları pandeminin ilk etkisinden sonra neredeyse %20’lere kadar çıktı. Şu sıralar %10-17 mertebelerinde geride olan ülkeler mevcut. Bu da bazı sıralamalarda ülkemizi öne çıkardı. Esasen 2017 ve 2018 yılındaki çelik üretim rakamlarının, ABD ve AB özelindeki önlemler nedeniyle, altındayız. Buna karşın 2020 yılında pandeminin etkisiyle daralan AB çelik üretimi göz önüne alındığında çelik üretimi sıralamalarında bir dönem Almanya’nın önüne geçerek AB’de birinci, dünyada yedinci sıraya çıktık. Şu sıralar çok az bir tonajla Almanya’nın altında Avrupa’da ikinci, dünyada ise sekizinci konumdayız.

Yıl sonu itibarıyla 2019 yılına göre Türkiye çelik üretiminin yaklaşık %6 artmış olacağını düşünüyoruz. Ancak bu artışa rağmen 2017 yılı rekorumuz olan 37,5 milyon tonun altında, yaklaşık 36 milyon ton seviyesinde yılı tamamlamış olacağız. Bu zorlu yılda dünya çelik üretimine bakıldığında en olumlu sonuçlar ile yılı geçirmiş nadir birkaç ülkeden birisi olacağımızı öngörüyorum. Türkiye'nin yanında bu yıl için olumlu üretim sonuçlarına ulaşan diğer ülkeler ise, yaklaşık değerler olarak %6 ile Çin, %47 ile Vietnam, %13 ile ise İran'ın olması beklenmektedir.

2021 beklentileri

2021 yılına daha olumlu bakıyoruz. 2020 yılı son çeyreğinden itibaren gerek hammadde fiyatları gerekse mamul fiyatlarında yukarı yönlü bir eğilim içerisindeyiz. Fiyatlar bildiğiniz gibi global olarak hareket eder. Önemli bir talep oluşumu gördük ve 2021 yılının ilk çeyreğine de bu hızlıca yansıdı. Çelik üreticilerimizin, biz dahil, çoğu ilk çeyrek satışlarında maksimum doluluğa ulaşmış durumdadır.

Aşının bulunması ile pandeminin etkisinin zayıflaması, ertelenen talebin geri gelmesini sağlayacaktır. Buna karşın ekonomilerde yaşanan daralmanın tekrar büyümeye geçebilmesi için yönetimlerin destekleyici önlemler alması doğal olacaktır, bununla birlikte paranın ucuz ve bol olması emtia fiyatlarını pozitif etkileyecektir. Bunların ışığında özellikle ikinci çeyrek sonrası oldukça hareketli 2021 yılı yaşanabilir.

Bütün bu gerekçelerin içerisinde en önemli unsur Çin’in 2020 yılında başlamış olduğu içeride tüketime yönelik hareketin devam etmesi ve bunun sonucu olarak yıllardır ihraç etmekte olduğu net yaklaşık 60 milyon tonluk miktarın 20 milyon tonun altına düşmesidir. Çin’in tekrar ihracata yönelmesi ve ithalatı durdurması bu senaryoyu tersine çevirebilir.

Buna karşın ana pazarlarımızda yaşanan üretim daralmalarından ötürü korumacılığa yönelik alınan önlemler bir süre daha devam edecektir. Türk çelik sektörü olarak bugüne kadar yaptığımız gibi bu konuda haklarımızı sonuna kadar savunmak zorundayız, zira son dönemlerde alınan kararlar DTÖ kuralları ile örtüşmemektedir.

Korumacılığın ihracatımızı bu kadar etkilemekte olduğu bir dönemde, bizler yine alternatif satış bölgelerine, katma değerli ürünlere ve katma değerli yatırımlara odaklanmalı ve şu an gündemde olmayan sürprizlere hazırlıklı olmalıyız.

Türk çelik sektörünün geleceğe hazır olabilmesi için bir an önce çalışmaya başlaması gereken konu karbon salımıdır. Bu konu çelik sektörünün en önemli konusudur ve Türk çelik sektörü karşısına çıkacak her türlü değişikliğe karşı her an hazır olmak zorundadır.


Benzer Haber ve Analizler

Türkiye çelik sektörü rekabet gücünü geri kazanmak için hükümetten destek bekliyor

26 Mar | Çelik Haberler

Türkiye çelik sektörü Litvanya ile ticaret hacmini artırmayı hedefliyor

25 Mar | Çelik Haberler

Çelik Dış Ticaret Derneği: Yassı çelik sektörü ithalata çözüm arayışında

20 Mar | Çelik Haberler

Türk çelik sektörü karbon emisyonunu 2053’e kadar %99 azaltmayı hedefliyor

19 Mar | Çelik Haberler

İngiltere hükümeti çelik sektörünün elektrik fiyatlarını düşürmeye yönelik reform önerisini reddetti

14 Mar | Çelik Haberler

Veysel Yayan: Türkiye’de 2024 yılında ihracatın yükselmesi ve ham çelik üretiminin 40,4 milyon mt’u geçmesi bekleniyor

05 Mar | Çelik Haberler

Ayhan Uçar: Yeşil dönüşümle hurda değerlenecek, Türkiye hurda temininde sıkıntı yaşayabilir

05 Mar | Çelik Haberler

Yassı mamul sektörü ithalat sorununu çözmek için katma değerli ürünlere yatırımı artırmalı

05 Mar | Çelik Haberler

Bursa PS: Kapasite yatırımları sürüyor, 2024 yılına dair beklentiler farklı

21 Şub | Çelik Haberler

Avrupa’daki kapasitelere yönelik endişeler arttığından sendikalar GFG’den şeffaflık istiyor

12 Şub | Çelik Haberler