Türkiye Çelik Üreticileri Birliği’nden yapılana açıklamada, yılın ilk yedi ayında korumacılık önlemleri, ticaret sapmaları, AB’nin kota uygulamaları ve iç ve dış piyasada yaşanan tüketim kayıpları sebebiyle zor bir dönemden geçen Türk çelik sektörünün kayıplarını ihracatla telafi etmeye çalıştığı belirtildi.
Yılın ikinci çeyreğinde Türkiye’nin AB’ye ihracatı azalırken, AB’de çelik tüketiminin düşmesiyle Türk çelik piyasasının adeta AB’li üreticilerin arka bahçesi haline geldiğine işaret eden TÇÜD, dengeli ticaret şartları çerçevesinde incelendiğinde Türkiye’nin yassı çelik ithalatı yaptığı bölgelerin neredeyse hiçbirine Türk üreticileri tarafından ihracat yapılamadığını belirtti. Türkiye’nin yassı çelik ithalatının %40’ını oluşturan BDT bölgesinden yapılan ithalatın %80’inin dahilde işleme rejimi kapsamında vergisiz olarak ve dampingli fiyatlarla yapıldığını aktaran TÇÜD, BDT bölgesi, tüm dünya tarafından alınan önlemlerle engellenirken, Türkiye’nin bu bölge için açık pazar olmaya devam ettiğinin altını çizdi.
TÇÜD’den yapılan açıklamada, tüketimde görülen yüksek oranlı gerilemeye rağmen ithalat yüksek oranlarda devam ederse son dönemde yapılan yeni yatırımlar ile oluşturulan kapasitenin boş kalması, halihazırda %10 azalmış olan ham çelik üretiminde kayıpların artarak devam etmesi, yeni yatırımların gerçekleşmemesi gibi sonuçlarla 300 bin kişiye istihdam sağlayan stratejik öneme sahip olan çelik sektöründe, daha ciddi kayıplarla karşı karşıya kalınmasının kaçınılmaz olacağı ifade edildi.
TÇÜD, “Tüm bu gelişmeler dikkate alınarak, Türk çelik sektöründe yaşanan tahribatın etkilerinin azaltılmasını teminen, ABD ve AB’nin yaptığı gibi korunma tedbirlerinin süratle uygulamaya aktarılmasına ihtiyaç duyulmaktadır,” dedi.