1-3 Aralık tarihleri arasında sanal olarak gerçekleşen 15. SteelOrbis Çelik Konferansı – "Çelik Piyasalarında Yeni Ufuklar"ın son gününde yassı çelik, kaplamalı çelikler ve çelik boru sektöründe COVID-19 etkisi konulu panelde söz alan Borçelik Genel Müdür Kerem Çakır, pandeminin etkisinin çok sert olduğunu, hizmet verdikleri otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin yılın başında bir ivme yakaladığını ancak daha sonra Nisan ayında otomotiv üretiminde %91, beyaz eşya üretiminde %52 düşüş görüldüğünün altını çizdi. Krizlere çok yabancı bir ülke olmadığımızı söyleyen Çakır, bu gibi durumlarda iki önemli odağın olduğunu ifade etti: Müşteri ile sıkı iletişim ve ihracat. Borçelik’in bu dönemde çok hızlı şekilde ihracata yöneldiğini aktaran Çakır, ihracatta pazar payını artırmanın Türkiye iç piyasasında pazar payını artırmaktan daha az maliyetli olduğuna dikkat çekti. Borçelik Genel Müdürü, 2020 yılı ihracat hedefine Eylül ayında ulaştıklarını ve ihracatın %35’inin de yeni müşterilerden oluştuğunu vurguladı.
Çakır, Kasım ayında piyasada görülen hareketliliğin dünyadaki talebin %50’sinden fazlasını oluşturan Çin’de yaşanan gelişmeler ve talepteki hareketlerin üreticiye büyüyerek yansıması olduğunu söyledi. Çakır sözlerine söyle devam etti: “Müşteriler siparişleri Nisan ve Mayıs aylarında yarı yarıya düşürdü, bunu Kasım ve Aralık aylarında iki katına çıkararak telafi etmeye çalışıyorlar ama bizim de kapasitelerimizin bir tavanı var. Arz talep dengesini önemli derecede etkileyen bir diğer faktör ise pandemi nedeniyle yapılan kapasite kapanmaları; dünya genelinde 100 milyon mt kapasite kalıcı olarak kapandı, 200 milyon mt’luk kapasite ise talepteki düşüş nedeniyle geçici olarak kapandı daha sonra 90 milyon mt’u geri geldi. Kabaca 200 milyon mt’luk arz kısıtlaması da var”. 2021 yılı için talepteki bu zikzakların azalan şiddette devam edeceğini öngören Çakır, yeni kapasitelerin devreye girmesiyle dengelerin hızlı bir şekilde oturacağını, yine de önümüzdeki yılın dalgalanmalarla geçeceğini dile getirdi.
Galvanizleme sektöründeki kapasite fazlası konusunda görüş bildiren Kerem Çakır, gelecek yıllarda da ihracatın odakta olacağını ifade ederken, ancak artan korumacılık ve navlun oranları ve hedef ülkelerdeki entegre tesislerle rekabet etmenin zor olduğu da göz önüne alındığında ihracatın da çok kolay olmadığının altını çizdi.
Otomotiv sektörüne yapılan tedarik açısından, dışa bağlılığı azalttıklarını söyleyen Çakır, Erdemir’in yeni devreye alınan galvanizli hattıyla birlikte girdinin yaklaşık %70’inin yerli kaynak olduğunu bildirdi. Çakır otomotiv sektörü üretiminin bu seneyi 2014 yılı seviyelerinde kapatmasını, 2017’de kaydettiği rekor seviyelere ise ancak 2025-2027 yıllarında ulaşmasını bekliyor.
Panelin sonunda AB’nin kotalarına karşı ne gibi bir yol izledikleri sorusunu cevaplayan Çakır, “Mümkün olduğu kadar kotayı biz kullanmaya çalıştık, sadece şirket olarak değil ülke olarak da. Proaktif olarak ilk biz hareket ettik, diğer ülkeler kategorisinde olduğumuz gruplarda ilk davrananlar biz oluyoruz. Tek sıkıntımız boyalı sac, kota çok düşük, bu bizi sıkıntıya sokuyor,” yorumunda bulundu.
