Çelik Dış Ticaret Derneği tarafından 23 Haziran tarihinde gerçekleşen Dünyanın En Büyük Çelik Hurda İthalatçısı: Türkiye başlıklı webinarında katılımcılar, Baştuğ Metalurji’den Emrah Uğursal, Zen Demir Çelik’ten Demirhan Ekinci, Ferme Dış Ticaret’ten Mehmet Evinç ve Metkim Metal’den Osman Türeyyen, SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz moderatörlüğünde Covid-19 döneminde Türkiye hurda piyasasındaki gelişmeleri ve bu durumun önümüzdeki dönemde yol açabileceği sonuçları ele aldı.
Emrah Uğursal, pandemi öncesinde yapılan bazı satışların yüklemesini ertelemek zorunda kaldıklarını, üretimi hiç durdurmasalar bile Nisan ayında %15, Mayıs ayında da %12-13 düşüş kaydettiklerini söyledi. Baştuğ Metalurji Haziran ayı itibarıyla yeni normale geçmeye başlıyor.
Osman Türeyyen, AB’de işlerin birden durduğunu, İtalya ve İspanya’dan hurda ihracatında ciddi sıkıntılar yaşandığını, Almanya ve Hollanda’nın daha sonra durumdan etkilendiğini ifade ederken, Türkiye’nin hurda alımı yapmaya devam ettiğini söyledi. Covid-19’un hurda piyasasında neden olduğu sorunun sadece arz tarafında değil lojistik tarafında olduğuna da dikkat çeken Türeyyen, elinde malzeme olan tedarikçilerin bile daha önceden nakliye kısmını organize etmedilerse lojistik problemlerden dolayı satış yapamadığını aktardı. Türeyyen ayrıca, hem AB’de hem İngiltere’de kontrattaki termini yerine getirmek için tedarikçilerin ekstra maliyetlere katlanmak zorunda kaldığını söyledi.
Tedarikçilerin Covid-19’dan ne ölçüde etkilendiği konusunda görüş bildiren Mehmet Evinç, temsilciğini yaptığı AB ülkelerinden Danimarka’nın durumdan daha az etkilendiğini, kontratlar gecikmeler olmadığını ancak tonajlarda düşüş görüldüğünü belirtti. Toplama faaliyetlerinin yavaşlamasıyla hurda arzındaki problemin bekledikleri kadar kötü olmadığını söyleyen Evinç, hurda arzının etkilenmesine karşın AB’de üretimin düşmesiyle bunun kompanse edildiğini, bu yüzden Türkiye’nin fazla etkilenmeyeceğini düşündüğünü ifade etti.
Demirhan Ekinci hurda fiyatlarındaki dalgalanmaların belirsizlikten kaynaklandığını, bundan sonra hurda fiyatlarında yaşanacak çıkışın ihracat destekli olması gerektiğini söyledi. ABD iç piyasasında hurda arz talep dengesi ve ihracata ayrılan tonajlarla ilgili beklentilerini aktaran Ekinci, ABD’de toplama tonajlarının azalmasına karşın üretimin de azaldığını, normalde Türkiye’ye verilen değirmen hurdasının toplam tonaj içindeki payı %35’ken Temmuz ayında bunun %50’ye çıktığını belirtti. Ekinci bunun kazan-kazan durumu yarattığını söyledi.
EUROFER’in çelik ithalatını daha da kısıtlamaya yönelik girişimleri hatırlatılınca, Türeyyen, hurdaya bir kota gelmesini beklemediğini söylerken, “Ancak EUROFER ciddi bir lobi gücüne sahip, geçici olarak bile olsa belli kısıtlamalar getirebilirler,” dedi. Rusya’da da aynı şekilde çelik üreticilerinin güçlü bir lobiye sahip olduklarını, daha önce de hurda ihracatına bölge bazında kota getirdiklerini hatırlatarak, İngiltere ve ABD tarafında böyle bir kısıtlama olmasını beklemediğini belirtti.
Hurda piyasasında alıcı olarak yükselmeye başlayan Güneydoğu Asya ve Mısır konusunda katılımcılar bunun Türkiye’ye verilen hurda arzını etkilemesini beklemediklerini belirtti. Özellikle ABD’den Güneydoğu Asya’ya giden hurdanın Batı Kıyısı çıkışlı olduğu, Türkiye’nin ise Doğu Kıyısı’ndan alım yaptığı, bu yüzden büyük etki yaratmasının beklenmediği ifade edildi. Emrah Uğursal, AB’nin müşterisi olan Mısır’ın Türkiye’yi daha çok ilgilendirdiğini, ülkede elektrik ark ocağı yatırımlarının artmasıyla hurda ithalatının da arttığını ancak Türkiye’ye rakip olacak potansiyelde olmadığını söyledi.
Çin’in hurda ithalatçısı olma olasılığı ve bunun muhtemel etkilerini el alan katılımcılardan, Türeyyen, Çin’in eski teknolojili fabrikalarını kapatırken yerine elektrik ark ocaklarını devreye aldığını, bu yüzden de ciddi bir hurda tüketicisi olma yolunda olduğunun söylenebileceğini dille getirdi. Ancak önümüzdeki 10 yıl boyunca ihtiyacını kendi ürettiği hurda ile karşılayabileceğini, Türkiye’nin hurda piyasasındaki önemini devam ettireceğini belirtti.
