SteelOrbis tarafından 2011 yılından beri düzenlenen Piyasa Sohbetleri’nin bu yılki ilk ayağı 20 Şubat Perşembe günü Almira Hotel Thermal Spa & Convention Center'da gerçekleşti. Hem demir çelik sektörü oyuncularından hem de son kullanıcılarından 300’e yakın piyasa oyuncusunun katılım gösterdiği toplantıda, hammadde fiyatlarındaki son durum, Türk üreticilerin alternatif pazar arayışları ve vasıflı çelik ürünlerin sektördeki payı ele alındı. Toplantının platin sponsoru MMK Metalurji olurken, Galva ve Somal gümüş sponsorlar Alex Stewart International ve OrbisList ise bronz sponsorlar oldu.
Toplantının başında MMK Metalurji Satış Yöneticisi İrem Eren, Türk çelik sektörünün son durumu hakkında değerlendirmede bulundu. Son beş yılda Türkiye galvanizli sac sektörüne yeni oyuncuların girmesiyle ve mevcut üreticilerin yatırımlarıyla kapasitelerin iki katına çıktığını belirten Eren, buna karşın tüketimin aynı ölçüde artmaması sonucu fiyatların düştüğünü ve üreticilerin karlılıklarının azaldığını ifade etti. Eren, global piyasadaki korumacılık önlemlerinin üreticileri iç piyasaya yöneltmesinin de karlılıkları olumsuz etkilediğini söyledi. Önümüzdeki dönem beklentileri için ise Eren, yüksek katma değerli ürünlerle ürün yelpazelerini genişletmek ve iç piyasadaki müşterilerinin ithalata bağımlılığını azaltmak istediklerini belirtti.
Hurda ve cevher yükselişte
SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz, katılımcılarla hammadde piyasalarındaki son durumu paylaştı. Buna göre, son dönemde Çin’de yaşanan sıkıntılar Türk üreticilere yarı mamullerde satış fırsatı yarattı ve bu sayede üreticilerin hurda alımlarının artmasıyla hurda fiyatları yükseliyor. Cevher fiyatları ise önce Corona virüsü salgını sebebiyle Çin’in alımlarını azaltması sonucu düşerken, son bir haftadır Avustralya ve Brezilya’daki olumsuz hava koşulları sebebiyle yukarı yönlü seyrediyor. Aynı mevsimsel koşulların kömür fiyatlarına da yansıdığı ve fiyatların bir miktar yukarı yönlü seyrettiği gözleniyor.
Çözüm katma değerli mamul üretiminde mi?
Toplantıda gerçekleşen panelde, Türk çelik sektöründe azalan kapasite kullanım oranları ve yassı ile uzun mamul üreticilerinin bu duruma karşı nasıl çözümler geliştirdikleri konuşuldu. MMK Metalurji Rusya Satış Yöneticisi Alper Baloğlu, 2016 yılından 2018 yılının ilk çeyreğine kadar galvanizli sac sektöründe iç piyasa talebi açısından ciddi bir ivmelenme olduğunu, ihracata bugünkü kadar bağlı olunmadığını ve bunun sonucunda yeni oyuncuların devreye girmesiyle üretim kapasitesinin iki yıl içerisinde %60 arttığını belirtti. Fakat ABD’nin başlattığı korumacılık dalgasının sektörü oldukça olumsuz etkilediğini ve ihracat pazarlarının daralmasıyla kapasite kullanım oranlarının oldukça düştüğünü söyledi. Vasıflı çelik üreticisi Hasçelik’in Genel Müdürü Gökhan Haymana ise, uzun mamul üretiminin yarısını ihraç etmek zorunda olan, yassı mamulde ise net ithalatçı görünen Türkiye’de üreticilerin daralan global piyasa koşullarında kar marjlarını yükseltebilmek için çarenin vasıflı çelik üretimini artırmak olduğunu belirtti. Murat Eryılmaz ise, vasıflı çelik üretiminde üretim ve tüketim halihazırda paralel giderken, kapasitelerin vasıflı çeliğe dönüştürülmesinin bir faydası olmayacağını, öncelikle talebin yaratılması için devletin de desteğiyle belirli adımlar atılması gerektiğini ifade etti.
Çin’deki gidişat önümüzdeki dönem için oldukça belirleyici olacak
Çin’deki Corona virüsü salgınının hammadde ve çelik sektörüne olan etkileri ve bu durumun önümüzdeki dönemde fiyatları nasıl etkileyeceği de panelde ele alınan konulardan biriydi. Çin çelik sektöründe üretimin halen gerçek anlamda başlamaması ve sevkiyatlarda yaşanan sorunlar sonucu, global çelik arzında yaşanacak daralmanın ne ölçüde olacağı halen belirsiz görünüyor. Murat Eryılmaz, Çin’de üretimin bazı tahminlerde belirtildiği gibi aylık 40 milyon mt azalması halinde cevher fiyatlarında ciddi bir düşüş görülebileceğini, global çelik fiyatlarının ise daralan arz sebebiyle sertçe yükselebileceğini söyledi. Öte yandan Çin’in azalan iç piyasa tüketimi karşısında dış piyasalarda agresif bir politika izlemesi halinde mamul fiyatlarının aşağı yönlü bir seyir izlemesinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Ayrıca, panelde 2020 yılına dair pozitif beklentiler öne çıkarken, “en kötüsünün geride kaldığı” görüşü hakimdi.
Panelin ardından MY Eğitim Danışmanlık Kurucu Ortağı, Ekonomist Mert Yılmaz, katılımcılara Türkiye ekonomisindeki mevcut durum ve 2020 yılına yönelik beklentiler hakkında bir sunum yaptı. Son zamanlarda en kötüsünün geride kaldığı algısının tüketime yansıdığını, birkaç gündür kurda önemli bir stabilizasyon olduğunu ve tüketicilerin erteledikleri taleplerini realize etmek istediklerini belirten Mert Yılmaz, bunların gelecek dönem için fırsatlar olduğunu ifade etti. Yine de geçtiğimiz yılın zorlu koşullarının satın alma gücünü ciddi ölçüde törpülediğini ve güvensizlik oluşturduğunu söyleyen Yılmaz, 2020 yılı büyüme hedefi olan %5’in ise yakalanabileceğini düşündüğünü belirtti.
SteelOrbis Piyasa Sohbetleri’nin ikincisi, 18 Mart Çarşamba günü, İzmir Mimarlar Odası’nda gerçekleşecek.
