28 Kasım'da İstanbul'da gerçekleşen SteelOrbis 9. Çelik Konferansı - Küresel Pazarlarda Yeni Ufuklar'ın çelik dünyasında korumacı yaklaşımlar ve korumacılıkla mücadele hakkında panel şeklinde gerçekleşen beşinci oturumunda Türkiye çelik sektörünün karşı karşıya kaldığı ticari davalar konuşuldu.
Trade Resources Company'den Bülten Hacıoğlu, katılımcıları korumacı önlemlerin çeşitlerine ve vergi davalarındaki sürece ilişkin bilgilendirdi. Hacıoğlu, Türkiye'ye karşı açılan inşaat demiri ve OCTG borusu soruşturmalarının ABD'de politik baskının en yoğun olduğu soruşturmalar olduğunu ifade ederken, OCTG borusundaki telafi edici vergi kararının politik baskı sonucunda geldiğini düşündüğünü söyledi. Söz konusu davada, davaya konu olan ülkenin kar oranı yerine tüm şirketler için yüksek bir karlılığa sahip Tenaris'in kar oranının baz alındığını hatırlatan Hacıoğlu, ABD'deki temyiz organında ya da Dünya Ticaret Örgütü nezdinde bu kararın düzeltilmesini beklediğini dile getirdi.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) genel sekreteri Veysel Yayan, OCTG davasında, ABD'nin Erdemir'in kamu kuruluşu olduğu ve bu nedenle düşük fiyatlı satış yapabildiği gibi karar veriş tarzında kullandığı varsayımların rahatsız edici olduğunu söyledi.
Kanada'nın Türkiye'den ithal OCTG borularına açtığı antidamping vergisi ve telafi edici vergi davalarına ilişkin bilgi veren Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) genel sekreteri Mehmet Zeren ise her iki soruşturmanın da 3 Aralık tarihinde sonuca bağlanmasının beklendiğini belirtti. AB'nin de 2-3 yılda bir Türkiye çıkışlı borulara soruşturma açmayı adet haline getirdiğini, 2008 krizinden sonra oldukça düşen ihracat payının şimdi yavaş yavaş toparlanmaya başladığını o yüzden yakın zamanda AB'den de bir soruşturma beklendiğini ifade etti.