ABD Ticaret Bakanlığı’nın 232. Madde soruşturması sonucunda önerilerini açıklamasının ardından çelik sektöründen tepkiler gelmeye devam ediyor.
Japonya Demir ve Çelik Federasyonu (JISF) söz konusu önerilerin talihsiz olduğunu, Japonya’nın ABD’ye yaptığı çelik ithalatının ABD’nin ulusal güvenliğini tehdit etmediğini söylerken, Japon çelik sektörünün bu önerilerin etkisini dikkatle incelemeye ve gelişmeleri takip etmeye devam edeceğini belirtti.
Meksika çelik birliği Canacero, geçtiğimiz 10 yıl içinde ABD’nin Meksika’ya yaptığı çelik ihracatının %58 artarak 2017 yılında 9,8 milyar $’a çıkarken, aynı yılda ABD’nin Meksika ile olan çelik ticareti fazlasının 3,4 milyar $ olduğunu, bunun da Meksika’nın ABD çelik sektörü için önemini gösterdiğini belirtti. Canacero’dan yapılan açıklamada, Meksika çelik sektörünün devlet teşviki almadığı için ABD’nin ulusal güvenliğine karşı tehdit oluşturmadığı ve 232. Madde soruşturması sonucunda uygulanacak önlemlere dahil edilmemesi gerektiği ifade edildi. Eğer Meksika uygulanacak vergiler kapsamına alınırsa benzer önlemler almaya mecbur kalınacağı belirtildi.
Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 232. Madde soruşturmasında sonucunda uygulanması olası önlemlerine Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nezdinde karşı çıkabileceğini belirtti. Rus medyasında yer alan haberlere göre, Rus çelik üreticisi Severstal, 2017 yılında ABD’ye yaptığı satışlar toplam satışların %2’si olduğunu belirterek ABD’nin ana pazarlarından biri olmadığını ve satışlarını başka pazarlara kaydırabileceğini söyledi. Öte yandan, Rus boru üreticisi TMK, ABD’nin çelik ithalatına vergi uygulaması halinde bu durumun ABD’de iç piyasa boru fiyatlarını artıracağı için ABD’de faaliyet gösteren TMK IPSCO biriminin yararına olacağını ifade etti.
Güney Afrika Çelik ve Mühendislik Endüstrileri Federasyonu (SEIFSA) Purdue Üniversitesi’nin oluşturduğu bir modele göre Güney Afrika da dahil 12 ülkeden yapılacak çelik ithalatına en az %53 vergi uygulanmasıyla bu ülkelerden ABD’ye yapılan ihracatın 2017 seviyelerine göre 13,3 milyon mt düşmesinin beklendiğini söyledi. Bu ülkelerin 2017 yılında ABD’nin toplam ithalatının %4’ünden daha azını oluşturduğu tahmin ediliyor.
SEIFSA baş ekonomisti Dr Michael Ade, son gelişmelerin yerel çelik üretimini daha da zayıflatma, ABD’ye yapılan ihracatı azaltmak, marjları daraltma ve çelik sektörünü çok ihtiyacı olan döviz rezervinden mahrum bırakma olasılığı bulunduğu için bu durumun SEIFSA için büyük endişe uyandırdığını söyledi. Ade, çelik ürünlerindeki yaygın korumacılığın ticaret savaşlarına ve otomotivden beyaz eşyaya ve inşaata kadar birçok sektörde kullanılan malzeme fiyatlarında keskin artışlara neden olabileceği konusunda da uyardı.
